Batı’da Doğu’ya ilişkin yerleşik imgelerin siyasi ve dini açıdan yeni bir biçimde kullanılmasında Avrupalıların Haçlı Seferleri’yle birlikte İslam dünyasıyla doğrudan karşılaşmaları etkili olmuştur. Mutlak öteki olarak Ortaçağ Avrupalısı’nın zihniyetinde yer edinen Müslümanların Avrupa Hristiyanlığının global yayılmacılığına boyun eğmeleri için Presbyter Johannes (Prester John) efsanesi ümit verici bir araç olarak bu koşullarda 12. yüzyılda doğmuştur. Presbyter Johannes anlatısı Avrupalılar için bilinmezliklerle dolu olan Doğu’da yaşadığına inanılan Presbyter Johannes adlı rahip-kralın, Haçlılar Müslümanlarla savaşırken Doğu’dan gelip onlara yardım edeceği ve iki taraftan çevrelenen Müslümanlara karşı Hristiyan dünyasının zafere ulaşacağı düşüncesine dayanır. 1165 yılında Johannes’in Bizans İmparatoru I. Manuel Komnenos’a gönderdiği sahte mektupla birlikte Avrupa’da popülerleşmeye başlayan efsanenin, mektubun gönderilme tarihinden önceki ortaya çıkış süreci bu makalenin konusunu oluşturmaktadır. Presbyter Johannes’ten ilk defa Freisingli Otto’nun Chronica’sında 1145 yılına ait bir kayıtta bahsedilmiştir. Bu bağlamda, Freisingli Otto’nun anlatısı temelinde ve konuya ilişkin 12. yüzyıla ait diğer bazı kaynaklar da kullanılarak efsanenin ortaya çıkışının siyasi ve dini nedenleri Otto’nun ve Ortaçağ tarihçiliğinin kendine has özellikleri etrafında değerlendirilecektir. Böylece, Presbyter Johannes efsanesinin siyasi ve dini koşullara uygun bir eklektik kurgu olduğu ortaya konacaktır.
Presbyter Johannes Freisingli Otto II. Haçlı Seferi Efsane Ortaçağ Avrupası
Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA)
Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanlarını Ödüllendirme Programı (GEBİP)
Bu çalışmayı “Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanlarını Ödüllendirme Programı (GEBİP)” çerçevesinde destekleyen Türkiye Bilimler Akademisi’ne (TÜBA) teşekkür ederim.
The direct encounter of the Europeans with the Islamic World during the Crusades exerted great influence on the use of the settled western images about the East in a new political and religious way. In the 12th century, Prester John legend emerged as a promising instrument of the submission of the Muslims, who were regarded as absolute other in western imagination, to the global expansionism of European Christianity. Prester John narrative depended on a fancy that a Christian priest-king called Prester John living in the East would come to the aid of the Christians fighting against the Muslims. Thus, the Muslims would be surrounded from both sides. This would also lead to the final victory of the Christians over the Muslims. The legend started to become popular in Europe by the forged letter of Prester John to the Byzantine emperor Manuel I. Komnenos in 1165. In this paper, the emergence process of Prester John legend before 1165 is discussed. Prester John was first mentioned in Otto of Freising’s Chronica in a record dated 1145. In this sense, the purpose of this article is to evaluate the political and religious reasons for the emergence of the legend on the basis of Otto’s narrative with references to the primary sources related to the subject considering unique characteristics of Otto’s historical approach and Medieval historiography. Finally, this study presents that Prester John legend was an eclectic construct appropriate to the political and religious conditions.
Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanlarını Ödüllendirme Programı (GEBİP)
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tüm Sayı |
Yazarlar | |
Proje Numarası | Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanlarını Ödüllendirme Programı (GEBİP) |
Yayımlanma Tarihi | 22 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 20 Ekim 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 7 Sayı: 14 |
MAKALE DEĞERLENDİRME SÜRECİ
Yazar tarafından gönderilen bir makale, gönderim tarihinden itibaren 10 gün içinde dergi sekreteri tarafından makalenin, telif sözleşmesinin ve benzerlik raporunun (Turnitin programı) eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden incelenir. İstenilen bu dosyalar eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilmiş ise makale; ikinci aşamada derginin yayın çizgisine uygun olup olmadığı yönünden değerlendirilir. Bu süreçte makale yayın çizgisine uygun değilse yazara iade edilir. Makale yayın çizgisine uygun ise şablona uygun bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden değerlendirilir. Şayet makale şablona uyarlanıp gönderilmemiş ise değerlendirme sürecine alınmaz. Bu süreçte yazarın derginin belirlediği şartlara uygun bir şekilde sisteme makale yüklemesi beklenir. Makale şablona uygun bir şekilde hazırlanıp gönderilmiş ise son aşamada makale derginin yayın ilkeleri, yazım kuralları, öz, abstract, extented abstract, kaynakça gösterimi vb. yönlerden incelenir. Bu ayrıntılarda makalede bir sorun varsa yazarın bu hususları tamamlaması istenir ve verilen süre içerisinde eksiksiz bir şekilde yeniden makaleyi göndermesi istenir.
Tüm bu aşamaları geçen makale, editör tarafından bilimsel yeterliliğinin denetlenmesi amacıyla ikinci 7 günlük süre içerisinde çalışmaya uygun iki hakeme değerlendirmeleri için gönderilir. Hakemlerin değerlendirme süreleri 15 gündür. Bu süre zarfında hakemlik görevini tamamlamayan bir hakem olursa ilgili hakeme değerlendirmeyi tamamlaması için 7 günlük ek süre verilebilir. Bu süre zarfında hakem görevini yerine getirmezse yerine yeni bir hakem ataması yapılır. En az iki hakemden gelen raporlar olumlu ise makale yayın aşamasına alınır. Hakem raporlarından birisi olumlu diğeri olumsuz ise makale üçüncü bir hakeme gönderilir. Üçüncü hakem raporu da olumsuz ise makale ret edilir. Üçüncü hakemin değerlendirmesi olumlu ise makaleyle ilgili hakem raporları dergi alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından incelenir. Makalenin yayınlanmasıyla ilgili nihai karar alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından verilir. Hakem raporlarının yetersiz ve tatmin etmekten uzak olması veya İngilizce editör tarafından abstract ve extented abstract’ın yetersiz görülmesi hallerinde de yine makaleyle ilgili son karar Editörler Kurulu tarafından verilir. Tüm bu aşamalardan geçen bir makale en yakın sayıya yayınlanmak üzere eklenir. İlgili sayıda yer kalmaması halinde makalenin yayımı bir sonraki sayıya kaydırılır. Bu durumda ve tüm değerlendirme sürecinde yazar isterse makalesini geri çekme hakkına sahiptir. Ancak bu durumu dergiye bildirmesi gerekir. Makale gönderim tarihinden makalenin yayına kabul tarihine kadar tüm bu işlemler için ortalama 3 aylık bir süre öngörülmektedir.