Mysticism and its interpretation within Islam, Sufism, are based on the belief that people can reach absolute unity by giving up their personal selves and desires. Sufism, which is included in the religious and spiritual field, is not only in the context of the desire to reach divine existence, but has maintained its existence in the personal and social fields for centuries. This influence of Sufism, which continued with strong ties in the pre-modernization period, decreased with the secularization of literature as of the Tanzimat period. Although Sufism, which had major traces in the social memory, lost its characteristic of being a widespread trend, the modernization period was transformed and reconstructed after the cultural rupture in Turkish literature. Therefore, the discourse of Sufism is suitable to be interpreted by associating them with the concepts of social memory and cultural memory that are at the center of cultural relations, interpretation of tradition and cultural identity. In the light of these concepts, it is seen that the effect of Sufism in the poems differs majorly from the tradition, transforms and is interpreted again according to different approaches. One of the most notable transformations of Sufism in the Turkish literature of the Republican era takes place in Socialist Realism, which is the most unrelated trend to Sufism. In this study, the reasons and reflections of the sufistic/mystical tendency in the poems of Nâzım Hikmet Ran, the leading name of Socialist Realism, are examined.
Mistisizm ve onun İslam düşüncesi çerçevesindeki yorumu olan tasavvuf, bireyin beşerî benliğinden, nefsinden vazgeçerek mutlak birliğe kavuşulabileceği inancına dayanmaktadır. Dinî ve manevi alana dâhil olan tasavvuf sadece ilahi varlığa kavuşma arzusu bağlamında kalmamış, toplumsal hayatı da etkilemiştir.Türk edebiyatında modernleşme döneminden önce kopmaz bağlarla sürmüş olan tasavvufi etki, Tanzimat döneminden itibaren edebiyatın dünyevîleşmesi ile azalmıştır. Böylelikle toplumsal hafızada büyük izler bırakan tasavvuf, yaygın eğilim olma özelliğini kaybetse de modernleşme devri Türk edebiyatı içinde kültürel kopuştan sonra yorumlanarak dönüşmüş ve yeniden inşa edilmiştir. Bu açıdan tasavvufi söylemin; kültürel ilişkiler, geleneğin yorumlanması ve kültürel kimlik gibi konuların ortak noktası olan toplumsal hafıza ve kültürel bellek kavramlarıyla ilişkilendirilerek değerlendirilmesi uygundur. Bu kavramlar ışığında, şiirlerdeki tasavvufi etkinin gelenekten büyük oranda değiştiği, dönüştüğü ve farklı yaklaşımlara göre tekrar tekrar yorumlandığı görülmektedir. Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatında tasavvufun en dikkat çekici dönüşümlerinden biri, tasavvufla en ilgisiz görülen eğilim olan Toplumcu Gerçekçilikte gerçekleşmektedir. Bu çalışmada Toplumcu Gerçekçiliğin önder ismi Nâzım Hikmet Ran’ın şiirlerindeki tasavvufi/mistik eğilimin sebepleri ve yansımaları incelenecektir.
Tasavvuf Cumhuriyet dönemi Türk şiiri toplumsal hafıza Nazım Hikmet Toplumcu Gerçekçilik
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tüm Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ağustos 2021 |
Gönderilme Tarihi | 18 Haziran 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 8 Sayı: 16 |
MAKALE DEĞERLENDİRME SÜRECİ
Yazar tarafından gönderilen bir makale, gönderim tarihinden itibaren 10 gün içinde dergi sekreteri tarafından makalenin, telif sözleşmesinin ve benzerlik raporunun (Turnitin programı) eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden incelenir. İstenilen bu dosyalar eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilmiş ise makale; ikinci aşamada derginin yayın çizgisine uygun olup olmadığı yönünden değerlendirilir. Bu süreçte makale yayın çizgisine uygun değilse yazara iade edilir. Makale yayın çizgisine uygun ise şablona uygun bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden değerlendirilir. Şayet makale şablona uyarlanıp gönderilmemiş ise değerlendirme sürecine alınmaz. Bu süreçte yazarın derginin belirlediği şartlara uygun bir şekilde sisteme makale yüklemesi beklenir. Makale şablona uygun bir şekilde hazırlanıp gönderilmiş ise son aşamada makale derginin yayın ilkeleri, yazım kuralları, öz, abstract, extented abstract, kaynakça gösterimi vb. yönlerden incelenir. Bu ayrıntılarda makalede bir sorun varsa yazarın bu hususları tamamlaması istenir ve verilen süre içerisinde eksiksiz bir şekilde yeniden makaleyi göndermesi istenir.
Tüm bu aşamaları geçen makale, editör tarafından bilimsel yeterliliğinin denetlenmesi amacıyla ikinci 7 günlük süre içerisinde çalışmaya uygun iki hakeme değerlendirmeleri için gönderilir. Hakemlerin değerlendirme süreleri 15 gündür. Bu süre zarfında hakemlik görevini tamamlamayan bir hakem olursa ilgili hakeme değerlendirmeyi tamamlaması için 7 günlük ek süre verilebilir. Bu süre zarfında hakem görevini yerine getirmezse yerine yeni bir hakem ataması yapılır. En az iki hakemden gelen raporlar olumlu ise makale yayın aşamasına alınır. Hakem raporlarından birisi olumlu diğeri olumsuz ise makale üçüncü bir hakeme gönderilir. Üçüncü hakem raporu da olumsuz ise makale ret edilir. Üçüncü hakemin değerlendirmesi olumlu ise makaleyle ilgili hakem raporları dergi alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından incelenir. Makalenin yayınlanmasıyla ilgili nihai karar alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından verilir. Hakem raporlarının yetersiz ve tatmin etmekten uzak olması veya İngilizce editör tarafından abstract ve extented abstract’ın yetersiz görülmesi hallerinde de yine makaleyle ilgili son karar Editörler Kurulu tarafından verilir. Tüm bu aşamalardan geçen bir makale en yakın sayıya yayınlanmak üzere eklenir. İlgili sayıda yer kalmaması halinde makalenin yayımı bir sonraki sayıya kaydırılır. Bu durumda ve tüm değerlendirme sürecinde yazar isterse makalesini geri çekme hakkına sahiptir. Ancak bu durumu dergiye bildirmesi gerekir. Makale gönderim tarihinden makalenin yayına kabul tarihine kadar tüm bu işlemler için ortalama 3 aylık bir süre öngörülmektedir.