In order for a particular field of study to be qualified as an academic discipline, it is necessary to construct a theoretical background and conceptual framework by utilizing the academic background of the related fields. The literature on the public relations reveals that it would be quite assertive to say that the theoretical background of public relations has been built, although there are some attempts. However, the theoretical background of management science seems to be quite functional in terms of constructing the theoretical background and conceptual framework of public relations, that is, qualifying it as a discipline. In the classical management approach, focusing only on the production performance of the employees, conducting studies to increase this performance, and the results of the Hawthorne researches, which is one of these studies, have triggered the Human Relations Approach. However, this approach has focused on only employees. Adaptation of Bertalanfyy's system theory to organizations has revealed the necessity of institutions to develop balanced relations with both their internal and external environments, and public relations has begun to gain its current form. In this context, the aim of this study is to explain the theoretical background of public relations management science theories and concepts, and to propose a paradigm for public relations through management science theories and concepts. It is understood that public relations emerged as a managerial need in organizations and took its current form with the developments in the field of management and communication
Belirli bir çalışma alanının akademik bir disiplin olarak nitelendirilebilmesi için o alanla ilişkili disiplinlerin akademik birikiminden faydalanılarak bir teorik arka plan ve kavramsal çerçeve inşa edilmesi zorunludur. Halkla ilişkiler literatürü incelendiğinde, onu disiplinle etmeye yönelik bazı girişimler bulunmakla birlikte halkla ilişkilerin teorik arka planının inşa edilmiş olduğunu söylemek oldukça iddialı olacaktır. Ancak yönetim bilimine ait teorik birikim, halkla ilişkilerin teorik arka planını ve kavramsal çerçevesini inşa etmek, yani onu disiplin olarak var etmek açısından oldukça işlevsel gözükmektedir. Klasik yönetim anlayışında işgörenlerin sadece üretim performansına odaklanılarak, bu performansı artırmaya yönelik çalışmalar yapılması ve bu çalışmalardan biri olan Hawthorne araştırmalarının sonuçlarının İnsan İlişkileri Yaklaşımını var etmesi halkla ilişkilerin organizasyonlarda kurum içi ölçekte bir “action” olarak ortaya çıkmasının fitilini ateşleyen gelişme olmuştur. İnsan İlişkileri Yaklaşımı organizasyonlara önemli kazanımlar sağlamış ancak işgörenlere odaklanan bu yaklaşım, kurumun dış çevresini göz ardı etmesine sebep olmuştur. Bertalanfyy’nin sistem kuramının organizasyon yönetimine uyarlanması kurumların hem iç hem dış çevreleriyle dengeli ilişkiler geliştirmeleri gerekliliğini gözler önüne sermiş ve bir yönetsel işlev olarak halkla ilişkiler bugünkü işleyiş mantığını kazanmaya başlamıştır. Buna göre halkla ilişkiler önce kurumun iç çevresi daha sonra ise dış çevresiyle ilişkileri yönetme ihtiyacının bir sonucu olarak açığa çıkmıştır. Bu bağlamda, çalışmanın amacı yönetim bilimi teorileri ve kavramları aracılığıyla halkla ilişkilerin teorik arka planını açıklamak ve bir alana bir paradigma önermektir. Nihayetinde yönetim bilimi teorileri ve kavramları aracılığıyla bu amaca ulaşılmıştır. Halkla İlişkilerin, organizasyonlarda yönetsel bir ihtiyaç olarak ortaya çıktığı ve yönetim ve iletişim alanındaki gelişmelerle bugünkü formunu aldığı anlaşılmıştır.
Halkla ilişkiler Yönetim bilimi Organizasyon teorisi Paradigma
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tüm Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 2 Kasım 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 8 Sayı: 17 |
MAKALE DEĞERLENDİRME SÜRECİ
Yazar tarafından gönderilen bir makale, gönderim tarihinden itibaren 10 gün içinde dergi sekreteri tarafından makalenin, telif sözleşmesinin ve benzerlik raporunun (Turnitin programı) eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden incelenir. İstenilen bu dosyalar eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilmiş ise makale; ikinci aşamada derginin yayın çizgisine uygun olup olmadığı yönünden değerlendirilir. Bu süreçte makale yayın çizgisine uygun değilse yazara iade edilir. Makale yayın çizgisine uygun ise şablona uygun bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden değerlendirilir. Şayet makale şablona uyarlanıp gönderilmemiş ise değerlendirme sürecine alınmaz. Bu süreçte yazarın derginin belirlediği şartlara uygun bir şekilde sisteme makale yüklemesi beklenir. Makale şablona uygun bir şekilde hazırlanıp gönderilmiş ise son aşamada makale derginin yayın ilkeleri, yazım kuralları, öz, abstract, extented abstract, kaynakça gösterimi vb. yönlerden incelenir. Bu ayrıntılarda makalede bir sorun varsa yazarın bu hususları tamamlaması istenir ve verilen süre içerisinde eksiksiz bir şekilde yeniden makaleyi göndermesi istenir.
Tüm bu aşamaları geçen makale, editör tarafından bilimsel yeterliliğinin denetlenmesi amacıyla ikinci 7 günlük süre içerisinde çalışmaya uygun iki hakeme değerlendirmeleri için gönderilir. Hakemlerin değerlendirme süreleri 15 gündür. Bu süre zarfında hakemlik görevini tamamlamayan bir hakem olursa ilgili hakeme değerlendirmeyi tamamlaması için 7 günlük ek süre verilebilir. Bu süre zarfında hakem görevini yerine getirmezse yerine yeni bir hakem ataması yapılır. En az iki hakemden gelen raporlar olumlu ise makale yayın aşamasına alınır. Hakem raporlarından birisi olumlu diğeri olumsuz ise makale üçüncü bir hakeme gönderilir. Üçüncü hakem raporu da olumsuz ise makale ret edilir. Üçüncü hakemin değerlendirmesi olumlu ise makaleyle ilgili hakem raporları dergi alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından incelenir. Makalenin yayınlanmasıyla ilgili nihai karar alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından verilir. Hakem raporlarının yetersiz ve tatmin etmekten uzak olması veya İngilizce editör tarafından abstract ve extented abstract’ın yetersiz görülmesi hallerinde de yine makaleyle ilgili son karar Editörler Kurulu tarafından verilir. Tüm bu aşamalardan geçen bir makale en yakın sayıya yayınlanmak üzere eklenir. İlgili sayıda yer kalmaması halinde makalenin yayımı bir sonraki sayıya kaydırılır. Bu durumda ve tüm değerlendirme sürecinde yazar isterse makalesini geri çekme hakkına sahiptir. Ancak bu durumu dergiye bildirmesi gerekir. Makale gönderim tarihinden makalenin yayına kabul tarihine kadar tüm bu işlemler için ortalama 3 aylık bir süre öngörülmektedir.