Citizen participation is one of the most important corner stone of civil society actions. The effectiveness of democracy depends on the capacity of citizens to influence policy development and implementation processes. The essence of participation is the belief that elections are not the only opportunity for citizens to influence decisions. What makes real democracies special is giving citizens control over participation. One of the most effective ways to achieve this and to realize it in practice is local governments since they are at the center of practices related to participation, as they are closer to the citizens by nature. Although neighborhoods are not considered as local government units, they constitute an important culture in meeting common local needs, creating and disseminating participation mechanisms. Neighborhood culture covers many areas from participation in urban life to social cohesion and harmonization processes. For this reason, the study aims to investigate the effect of neighborhoods on the creation of a culture of participation and solidarity. 50 people in 10 neighborhoods in Tekirdağ's Süleymanpaşa District participated in the study in which in-depth interviews, a qualitative research method, was used. It is discussed whether the structure of the neighborhoods, especially the community and the culture of living together, had an effect on the decision-making processes, based on the results of the research. In the light of the findings, it was concluded that the neighborhoods had an effect on the development of the feeling of solidarity and cooperation. In the field research, the separation of the interviewed neighborhoods into traditional ones and new ones in modern urbanization showed that the approaches related to the concept of participation and participation methods were used much more intensively at the level of "new neighborhoods".
Local Governments Participation Solidarity Neighborhood Local Culture
Vatandaş katılımı, sivil toplum eylemlerinin en önemli yapı taşlarından biridir. Demokrasinin etkili olabilmesi, vatandaşların politika geliştirme ve uygulama süreçlerini etkileyebilme kapasitelerine bağlıdır. Katılımın özü, seçimlerin vatandaşların, kararları etkilemesine olanak sağlayan tek fırsat olmadığı inancıdır. Gerçek demokrasileri özel kılan şey, katılım konusunda vatandaşlara kontrol imkânı tanımaktır. Bunu sağlamanın ve pratikte gerçekleştirmenin en etkili yollarından biri yerel yönetimlerdir. Çünkü yerel yönetimler, doğaları gereği vatandaşa daha yakın birimler oldukları için katılımcılığa ilişkin uygulamaların odağında yer almaktadırlar. Mahalleler, yerel yönetim birimi olarak değerlendirilmese de mahalli müşterek ihtiyaçların karşılanmasında, katılım mekanizmalarının oluşturulmasında ve yaygınlaştırılmasında önemli bir kültürü oluşturmaktadır. Mahalle kültürü, beraberinde kentsel yaşama katılım süreçlerinden, sosyal birlikteliğe, uyumlaştırma süreçlerine kadar birçok alanı kapsamaktadır. Bu sebeple çalışma, Tekirdağ’ın Süleymanpaşa İlçesi’nde 10 mahallede toplamda 50 kişi ile nitel araştırma yöntemlerinden derinlemesine mülakat yöntemi kullanılarak mahallelerin katılım ve dayanışma kültürünün oluşturulmasına etkisini araştırmayı amaçlamaktadır. Burada mahallelerinin, özellikle topluluk ve bir arada yaşama kültüründen kaynaklı yapısının, karar alma süreçlerine etkisinin olup olmadığı da araştırma sonuçlarına göre tartışılmış, elde edilen bulgular ışığında mahallelerin daha çok dayanışma ve yardımlaşma duygusunun geliştirilmesinde etkisinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Yapılan alan araştırmasında görüşme yapılan mahallelerin geleneksel olanlar ve modern kentleşme içerisinde yeni olanlar şeklinde ayrıştırılması, katılım kavramına ve katılım yöntemlerine ilişkin yaklaşımların “yeni mahalleler” düzeyinde çok daha yoğun kullanıldığını göstermiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tüm Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ağustos 2022 |
Gönderilme Tarihi | 8 Haziran 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 9 Sayı: 19 |
MAKALE DEĞERLENDİRME SÜRECİ
Yazar tarafından gönderilen bir makale, gönderim tarihinden itibaren 10 gün içinde dergi sekreteri tarafından makalenin, telif sözleşmesinin ve benzerlik raporunun (Turnitin programı) eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden incelenir. İstenilen bu dosyalar eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilmiş ise makale; ikinci aşamada derginin yayın çizgisine uygun olup olmadığı yönünden değerlendirilir. Bu süreçte makale yayın çizgisine uygun değilse yazara iade edilir. Makale yayın çizgisine uygun ise şablona uygun bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden değerlendirilir. Şayet makale şablona uyarlanıp gönderilmemiş ise değerlendirme sürecine alınmaz. Bu süreçte yazarın derginin belirlediği şartlara uygun bir şekilde sisteme makale yüklemesi beklenir. Makale şablona uygun bir şekilde hazırlanıp gönderilmiş ise son aşamada makale derginin yayın ilkeleri, yazım kuralları, öz, abstract, extented abstract, kaynakça gösterimi vb. yönlerden incelenir. Bu ayrıntılarda makalede bir sorun varsa yazarın bu hususları tamamlaması istenir ve verilen süre içerisinde eksiksiz bir şekilde yeniden makaleyi göndermesi istenir.
Tüm bu aşamaları geçen makale, editör tarafından bilimsel yeterliliğinin denetlenmesi amacıyla ikinci 7 günlük süre içerisinde çalışmaya uygun iki hakeme değerlendirmeleri için gönderilir. Hakemlerin değerlendirme süreleri 15 gündür. Bu süre zarfında hakemlik görevini tamamlamayan bir hakem olursa ilgili hakeme değerlendirmeyi tamamlaması için 7 günlük ek süre verilebilir. Bu süre zarfında hakem görevini yerine getirmezse yerine yeni bir hakem ataması yapılır. En az iki hakemden gelen raporlar olumlu ise makale yayın aşamasına alınır. Hakem raporlarından birisi olumlu diğeri olumsuz ise makale üçüncü bir hakeme gönderilir. Üçüncü hakem raporu da olumsuz ise makale ret edilir. Üçüncü hakemin değerlendirmesi olumlu ise makaleyle ilgili hakem raporları dergi alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından incelenir. Makalenin yayınlanmasıyla ilgili nihai karar alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından verilir. Hakem raporlarının yetersiz ve tatmin etmekten uzak olması veya İngilizce editör tarafından abstract ve extented abstract’ın yetersiz görülmesi hallerinde de yine makaleyle ilgili son karar Editörler Kurulu tarafından verilir. Tüm bu aşamalardan geçen bir makale en yakın sayıya yayınlanmak üzere eklenir. İlgili sayıda yer kalmaması halinde makalenin yayımı bir sonraki sayıya kaydırılır. Bu durumda ve tüm değerlendirme sürecinde yazar isterse makalesini geri çekme hakkına sahiptir. Ancak bu durumu dergiye bildirmesi gerekir. Makale gönderim tarihinden makalenin yayına kabul tarihine kadar tüm bu işlemler için ortalama 3 aylık bir süre öngörülmektedir.