Pek çok totaliter rejim açıklamalarının aksine tek parti ve tek ideoloji, tek başına sabit ve daimi bir karakteristik nitelik taşımamaktadır. Eski düzenin yerini; yeni olanı alsa da müdahillik sınırları öylesine belirsizdir ki, totaliter rejimin teorisyenleri ve pratisyenleri kabul etse de etmese de temelde öngörülemezdir. Totaliter rejimlerdeki halk egemenliği söylemi, demokratik kurumların varlığı gibi hususlar, demokrasinin karşısında konumlanma güdüsünü kanıtlayıcı özellikler taşımaktadır. Bu durum, günümüz dünyasındaki yeni görünümlerinin olası olabileceği düşünüldüğünde yalnızca geçmişin değil bugün ve geleceğin yaşamsal konusu olmayı sürdürmeyi mümkün kılmaktadır. Totaliter hedefe yönelik çeşitli projeler mutlak bir inançla yürütülmek, karşı çıkan herhangi bir kimse, kurum ve yapı en ağır şekilde tasfiye edilmek zorundadır. Üstelik belli olduğu iddia edilen nihai ama -nihai olamayan- hedefe ulaşmak için sürekli iç ve dış düşmanları temizlemek, totaliter rejimlerin tarihsel pratiklerinin ve tecrübelerinin sunduğu en önemli karakteristik unsurları ortaya koymaktadır. Bu karakteristik unsurların herhangi birinde zaaf gösteren bir rejim, çoktan “tam totaliteryan” olma vasfını fiilen yitirmiş demektir. Böylece hem totaliter rejimlerin ömürleri gündeme gelecek hem de totaliter rejim tiplemelerinin ortaya çıkışı tabiatıyla kaçınılmaz olacaktır. Bu çalışma, tarihsel pratikler ve tecrübeler ekseninde bugünden geleceğe totalitarizmi tartışmaya açarak genelde tekdüze literatür araştırmaları içerisinde yeni perspektiflere olanak tanıyabilecek bir çaba yürütmektedir. Bu çabayı yürütürken ek olarak kısmen karşılaştırmalı siyaset araştırmalarında özellikle demokrasiler için gerçekleştirilen yöntem izlenmeye çalışılmaktadır. Bu çerçevede iktidarın genellikle kimlerce yönetildiği, hangi yollarla el değiştirdiği, iktidar gücünün nerede dağıldığı ve yoğunlaştığı, kuvvetler arasında denge ve denetleme mekanizmalarının ne durumda olduğu, temel hak ve özgürlüklerin ne şekilde işlediği, devletin iktisadi hayattaki rolü, iktisadi gelişmişlik hakkındaki hususların önemi, bu incelemede totaliter rejimler açısından da yanıtlanmaktadır.
Contrary to many totalitarian regime explanations, one party and one ideology alone do not have a fixed and permanent characteristic. While the old order is being replaced by the new, the limits of involvement are so vague that it is fundamentally unpredictable, whether the theorists and practitioners of the totalitarian regime agree or not. Issues such as the discourse of popular sovereignty in totalitarian regimes and the existence of democratic institutions bear the characteristics of proving the motivation to position themselves against democracy. This situation makes it possible to continue to be a vital issue not only of the past but also of the present and the future, considering that their new appearances in today’s world may be possible. Various projects aimed at the totalitarian goal must be carried out with absolute conviction, and any opposition person, institution and structure must be liquidated in the most severe way. Moreover, constantly clearing internal and external enemies in order to achieve the ultimate but - not final - goal that is claimed to be certain reveals the most important characteristic elements presented by the historical practices and experiences of totalitarian regimes. A regime that shows weakness in any of these characteristic elements has already lost its character of being “fully totalitarian”. Thus, both the lifetimes of totalitarian regimes will come to the fore and the emergence of totalitarian regime typings will naturally be inevitable. This study carries out an effort that can enable new perspectives within the generally monotonous literature researchs by opening totalitarianism to discussion from today to the future on the axis of historical practices and experiences. While carrying out this effort, in addition, the method applied for democracies is tried to be followed, in part, in comparative politics studies. In this context, by whom the power is generally administered, in what ways it changes hands, where the power of power is distributed and concentrated, what is the state of the balance and control mechanisms between the powers, how fundamental rights and freedoms work, the role of the state in economic life, the importance of issues about economic development are discussed in this study. It is also answered in terms of totalitarian regimes.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Ağustos 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ağustos 2023 |
Gönderilme Tarihi | 28 Şubat 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 10 Sayı: 22 |
MAKALE DEĞERLENDİRME SÜRECİ
Yazar tarafından gönderilen bir makale, gönderim tarihinden itibaren 10 gün içinde dergi sekreteri tarafından makalenin, telif sözleşmesinin ve benzerlik raporunun (Turnitin programı) eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden incelenir. İstenilen bu dosyalar eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilmiş ise makale; ikinci aşamada derginin yayın çizgisine uygun olup olmadığı yönünden değerlendirilir. Bu süreçte makale yayın çizgisine uygun değilse yazara iade edilir. Makale yayın çizgisine uygun ise şablona uygun bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden değerlendirilir. Şayet makale şablona uyarlanıp gönderilmemiş ise değerlendirme sürecine alınmaz. Bu süreçte yazarın derginin belirlediği şartlara uygun bir şekilde sisteme makale yüklemesi beklenir. Makale şablona uygun bir şekilde hazırlanıp gönderilmiş ise son aşamada makale derginin yayın ilkeleri, yazım kuralları, öz, abstract, extented abstract, kaynakça gösterimi vb. yönlerden incelenir. Bu ayrıntılarda makalede bir sorun varsa yazarın bu hususları tamamlaması istenir ve verilen süre içerisinde eksiksiz bir şekilde yeniden makaleyi göndermesi istenir.
Tüm bu aşamaları geçen makale, editör tarafından bilimsel yeterliliğinin denetlenmesi amacıyla ikinci 7 günlük süre içerisinde çalışmaya uygun iki hakeme değerlendirmeleri için gönderilir. Hakemlerin değerlendirme süreleri 15 gündür. Bu süre zarfında hakemlik görevini tamamlamayan bir hakem olursa ilgili hakeme değerlendirmeyi tamamlaması için 7 günlük ek süre verilebilir. Bu süre zarfında hakem görevini yerine getirmezse yerine yeni bir hakem ataması yapılır. En az iki hakemden gelen raporlar olumlu ise makale yayın aşamasına alınır. Hakem raporlarından birisi olumlu diğeri olumsuz ise makale üçüncü bir hakeme gönderilir. Üçüncü hakem raporu da olumsuz ise makale ret edilir. Üçüncü hakemin değerlendirmesi olumlu ise makaleyle ilgili hakem raporları dergi alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından incelenir. Makalenin yayınlanmasıyla ilgili nihai karar alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından verilir. Hakem raporlarının yetersiz ve tatmin etmekten uzak olması veya İngilizce editör tarafından abstract ve extented abstract’ın yetersiz görülmesi hallerinde de yine makaleyle ilgili son karar Editörler Kurulu tarafından verilir. Tüm bu aşamalardan geçen bir makale en yakın sayıya yayınlanmak üzere eklenir. İlgili sayıda yer kalmaması halinde makalenin yayımı bir sonraki sayıya kaydırılır. Bu durumda ve tüm değerlendirme sürecinde yazar isterse makalesini geri çekme hakkına sahiptir. Ancak bu durumu dergiye bildirmesi gerekir. Makale gönderim tarihinden makalenin yayına kabul tarihine kadar tüm bu işlemler için ortalama 3 aylık bir süre öngörülmektedir.