Türkiye, jeopolitik olarak, ulusal güvenliğini sağlayabilmek için hem simetrik hem de asimetrik tehditlere eş zamanlı karşı koymayı gerektiren bir güvenlik ortamında bulunmaktadır. Türkiye’nin terörizmle mücadele kapsamındaki sınır ötesi harekatlarının başarısı ve bölgesel ve küresel güvenliğe ilişkin gelişmeler karşısındaki oyun kurucu konumunu güçlendirebilmesi askeri caydırıcılığının artmasına bağlıdır. Bu noktada çalışmanın birinci bölümünde hem bir teori hem de bir askeri strateji olarak caydırıcılığın kavramsal analizi yapılmakta ve caydırıcılığın terörizm, başarısız devletler, etnik/mezhepsel çatışmalar gibi faktörleri içeren yeni güvenlik ortamındaki işlerliği değerlendirilmektedir. İkinci bölümde ise Türkiye’nin 2016-2023 yılları arasındaki yükselen askeri caydırıcılığının dinamikleri değerlendirilmektedir. Bu noktada, ilk olarak, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Türkiye’nin gerçekleştirdiği askeri reformlar, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin caydırıcı kabiliyetlerinin artmasındaki rolü bakımından ele alınmaktadır. İkinci olarak, Türkiye’nin savunma sanayii alanında yüksek teknoloji içeren sistemlerde millileşme yönünde attığı adımlar ele alınmaktadır. Üçüncü olarak müttefiklerin savunma yeteneklerinin geliştirilmesi, askeri işbirliğinin artırılması ve terörizmle mücadelede önemli rol oynaması bakımından Türkiye’nin kurduğu yeni askeri üsler ele alınmaktadır. Dördüncü olarak, Türkiye’nin yakın dönemde ortaya çıkan bölgesel güvenlik tehditleri karşısında meşru hak ve menfaatlerini korumaya yönelik olarak başarıyla icra ettiği askeri operasyonlar ele alınmaktadır.
Caydırıcılık Savunma Sanayii Askeri Harekat Askeri Reform Terörizm
Makale yayın süreciyle ilgilenen tüm yetkililere teşekkür ederim.
Türkiye, geopolitically, is in a security environment that requires simultaneous countering both symmetrical and asymmetrical threats in order to ensure its national security. The success of Türkiye’s cross-border operations within the scope of the fight against terrorism and its ability to strengthen its position as a playmaker in the face of regional and global security developments depend on the increase in its military deterrence. At this point, in the first part of the study, the conceptual analysis of deterrence as both a theory and a military strategy is made and the functionality of deterrence in the new security environment, which includes factors such as terrorism, failed states, ethnic/sectarian conflicts, is evaluated. In the second part, the dynamics of Türkiye’s rising military deterrence between the years of 2016-2023 are evaluated. At this point, firstly, the military reforms carried out by Türkiye after the July 15 coup attempt are examined in terms of military reforms’ role in increasing the deterrent capabilities of Turkish Armed Forces. Secondly, the steps taken by Türkiye in the direction of nationalization in systems containing high technology in the field of defense industry are examined. Thirdly, the new military bases established by Türkiye in terms of improving the defense capabilities of the allies, increasing military cooperation and playing an important role in the fight against terrorism are examined. Fourthly, Türkiye’s successful military operations to protect its legitimate rights and interests in the face of emerging regional security threats are examined.
Deterrence Defense Industry Military Operation Military Reform Terrorism
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Bölgesel Çalışmalar |
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 29 Aralık 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 27 Ağustos 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 10 Sayı: 23 |
MAKALE DEĞERLENDİRME SÜRECİ
Yazar tarafından gönderilen bir makale, gönderim tarihinden itibaren 10 gün içinde dergi sekreteri tarafından makalenin, telif sözleşmesinin ve benzerlik raporunun (Turnitin programı) eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden incelenir. İstenilen bu dosyalar eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilmiş ise makale; ikinci aşamada derginin yayın çizgisine uygun olup olmadığı yönünden değerlendirilir. Bu süreçte makale yayın çizgisine uygun değilse yazara iade edilir. Makale yayın çizgisine uygun ise şablona uygun bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden değerlendirilir. Şayet makale şablona uyarlanıp gönderilmemiş ise değerlendirme sürecine alınmaz. Bu süreçte yazarın derginin belirlediği şartlara uygun bir şekilde sisteme makale yüklemesi beklenir. Makale şablona uygun bir şekilde hazırlanıp gönderilmiş ise son aşamada makale derginin yayın ilkeleri, yazım kuralları, öz, abstract, extented abstract, kaynakça gösterimi vb. yönlerden incelenir. Bu ayrıntılarda makalede bir sorun varsa yazarın bu hususları tamamlaması istenir ve verilen süre içerisinde eksiksiz bir şekilde yeniden makaleyi göndermesi istenir.
Tüm bu aşamaları geçen makale, editör tarafından bilimsel yeterliliğinin denetlenmesi amacıyla ikinci 7 günlük süre içerisinde çalışmaya uygun iki hakeme değerlendirmeleri için gönderilir. Hakemlerin değerlendirme süreleri 15 gündür. Bu süre zarfında hakemlik görevini tamamlamayan bir hakem olursa ilgili hakeme değerlendirmeyi tamamlaması için 7 günlük ek süre verilebilir. Bu süre zarfında hakem görevini yerine getirmezse yerine yeni bir hakem ataması yapılır. En az iki hakemden gelen raporlar olumlu ise makale yayın aşamasına alınır. Hakem raporlarından birisi olumlu diğeri olumsuz ise makale üçüncü bir hakeme gönderilir. Üçüncü hakem raporu da olumsuz ise makale ret edilir. Üçüncü hakemin değerlendirmesi olumlu ise makaleyle ilgili hakem raporları dergi alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından incelenir. Makalenin yayınlanmasıyla ilgili nihai karar alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından verilir. Hakem raporlarının yetersiz ve tatmin etmekten uzak olması veya İngilizce editör tarafından abstract ve extented abstract’ın yetersiz görülmesi hallerinde de yine makaleyle ilgili son karar Editörler Kurulu tarafından verilir. Tüm bu aşamalardan geçen bir makale en yakın sayıya yayınlanmak üzere eklenir. İlgili sayıda yer kalmaması halinde makalenin yayımı bir sonraki sayıya kaydırılır. Bu durumda ve tüm değerlendirme sürecinde yazar isterse makalesini geri çekme hakkına sahiptir. Ancak bu durumu dergiye bildirmesi gerekir. Makale gönderim tarihinden makalenin yayına kabul tarihine kadar tüm bu işlemler için ortalama 3 aylık bir süre öngörülmektedir.