Yoksulluk kültürü yaklaşımı Lewis tarafından geliştirildi ve yarım asırdan fazladır uluslararası literatürde popülaritesi sürüyor. Bu yaklaşım, yoksulları ahlaki çöküntü içinde olmakla itham ettiğinden yoğun olarak eleştirilmektedir. Yoksulların aile yapısında bozulma olduğu, gayrimeşru doğumların ve boşanmanın yaygın olduğu savunulur. Bu savunum sadece ABD için değil, küresel olarak her yerde benzer şekilde yoksul arasında bozulmaya işaret eder. Bu çalışmanın ilk amacı, yoksulluk kültürünün evrensel homojenliğe sahip olmadığına Türkiye örneğinden kanıt göstermektir. Çalışma, detaylı olarak ilgili literatürün sunulmasıyla başlatılmıştır. Ardından 2019 yılı için aile yapısı ve gelir düzeyleri arasındaki ilişki, Pearson korelasyon analiziyle test edilmiştir. Veriler TÜİK’ten derlenmiş olup, analizler hem İBBS-2 hem de İBBS-3’e göre tekrar edilmiştir. Pearson korelasyon analizinin tercih edilmesinin sebebi, yüzyılı aşan süredir istatistik analizlerde yaygın olarak kullanılan en temel analiz yöntemlerinden birisi olmasındandır. Elde edilen bulgular, yoksulluk kültürü yaklaşımının Türkiye için geçerli olmadığını göstermiştir. Türkiye’de beklenenin aksine eğitim ve gelir düzeyi yükseldikçe boşananların ağırlığı artmaktadır. Özetle: 1) Boşanma, cinsiyetlere göre belirgin farklılaşmaya uğramaksızın gelir düzeyi yüksek olanlarda daha yaygındır. 2) Boşanmayla birlikte her iki cinsiyet arasında da belirgin bir farklılaşma yaşanmaksızın yüksek gelir düzeyi korunabilmektedir.
Yoksulluk Kültürü Sosyal Politika Sosyal Çalışma Aile Çalışmaları Yoksulluk Çalışmaları
The culture of poverty approach was developed by Lewis and has been popular in the international literature for more than half a century. This approach has been heavily criticized as it accuses the poor of being morally bankrupt. It is argued that there is a deterioration in the family structure of the poor, illegitimate births and divorce are common. This advocacy points to a breakdown among poor families alike, not just in the United States but globally everywhere. The first aim of this study is to show evidence from the example of Turkey that the culture of poverty does not have universal homogeneity. The study was initiated by presenting the relevant literature in detail. Then, the relationship between family structure and income levels for 2019 was tested with Pearson correlation analysis. The data has been compiled from TUIK and analyzes were repeated according to both NUTS-2 and NUTS-3. The reason why Pearson correlation analysis is preferred is that it is one of the most basic analysis methods that has been widely used in statistical analysis for more than a century. The findings showed that the culture of poverty approach is not valid for Turkey. Contrary to what is expected in Turkey, as the level of education and income rises, the weight of the divorced increases. In summary: 1) Divorce is more common among those with higher incomes, without any significant gender differentiation. 2) With divorce, high income level can be maintained without any significant differentiation between both sexes. This is because it is one of the most basic analysis methods that has been widely used in statistical analysis for more than a century. The findings showed that the culture of poverty approach is not valid for Turkey. Contrary to what is expected in Turkey, as the level of education and income rises, the weight of the divorced increases. In summary: 1) Divorce is more common among those with higher incomes, without any significant gender differentiation. 2) With divorce, high income level can be maintained without any significant differentiation between both sexes.
Culture of Poverty Social Politics Social Work Family Studies Poverty Studies
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tüm Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Nisan 2024 |
Gönderilme Tarihi | 10 Mart 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 11 Sayı: 24 |
MAKALE DEĞERLENDİRME SÜRECİ
Yazar tarafından gönderilen bir makale, gönderim tarihinden itibaren 10 gün içinde dergi sekreteri tarafından makalenin, telif sözleşmesinin ve benzerlik raporunun (Turnitin programı) eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden incelenir. İstenilen bu dosyalar eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilmiş ise makale; ikinci aşamada derginin yayın çizgisine uygun olup olmadığı yönünden değerlendirilir. Bu süreçte makale yayın çizgisine uygun değilse yazara iade edilir. Makale yayın çizgisine uygun ise şablona uygun bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden değerlendirilir. Şayet makale şablona uyarlanıp gönderilmemiş ise değerlendirme sürecine alınmaz. Bu süreçte yazarın derginin belirlediği şartlara uygun bir şekilde sisteme makale yüklemesi beklenir. Makale şablona uygun bir şekilde hazırlanıp gönderilmiş ise son aşamada makale derginin yayın ilkeleri, yazım kuralları, öz, abstract, extented abstract, kaynakça gösterimi vb. yönlerden incelenir. Bu ayrıntılarda makalede bir sorun varsa yazarın bu hususları tamamlaması istenir ve verilen süre içerisinde eksiksiz bir şekilde yeniden makaleyi göndermesi istenir.
Tüm bu aşamaları geçen makale, editör tarafından bilimsel yeterliliğinin denetlenmesi amacıyla ikinci 7 günlük süre içerisinde çalışmaya uygun iki hakeme değerlendirmeleri için gönderilir. Hakemlerin değerlendirme süreleri 15 gündür. Bu süre zarfında hakemlik görevini tamamlamayan bir hakem olursa ilgili hakeme değerlendirmeyi tamamlaması için 7 günlük ek süre verilebilir. Bu süre zarfında hakem görevini yerine getirmezse yerine yeni bir hakem ataması yapılır. En az iki hakemden gelen raporlar olumlu ise makale yayın aşamasına alınır. Hakem raporlarından birisi olumlu diğeri olumsuz ise makale üçüncü bir hakeme gönderilir. Üçüncü hakem raporu da olumsuz ise makale ret edilir. Üçüncü hakemin değerlendirmesi olumlu ise makaleyle ilgili hakem raporları dergi alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından incelenir. Makalenin yayınlanmasıyla ilgili nihai karar alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından verilir. Hakem raporlarının yetersiz ve tatmin etmekten uzak olması veya İngilizce editör tarafından abstract ve extented abstract’ın yetersiz görülmesi hallerinde de yine makaleyle ilgili son karar Editörler Kurulu tarafından verilir. Tüm bu aşamalardan geçen bir makale en yakın sayıya yayınlanmak üzere eklenir. İlgili sayıda yer kalmaması halinde makalenin yayımı bir sonraki sayıya kaydırılır. Bu durumda ve tüm değerlendirme sürecinde yazar isterse makalesini geri çekme hakkına sahiptir. Ancak bu durumu dergiye bildirmesi gerekir. Makale gönderim tarihinden makalenin yayına kabul tarihine kadar tüm bu işlemler için ortalama 3 aylık bir süre öngörülmektedir.