Bu çalışma, modern dönemin başlangıcından günümüze kadar sanat alanında değişen paradigmalara bağlı uygulamalarının alımlanması ve anlamlandırılmasında tartışmalı hale gelen estetik deneyimin değişip dönüşen sürecini ele almaktadır. Bireyin kendi dışındaki olay, olgu ya da nesnelerle duyuşsal ve zihinsel açıdan girdiği özel bir tür özne-nesne ilişkisi olarak tanımlanan estetik deneyim; sanat alanında modern dönem boyunca Kant’ın biçimci yaklaşımı ile Hegel’in idealist estetik geleneği üzerine şekillenmiştir. Beden karşısında akla önem veren idealizm, tinsellik, dışavurum, sezgi, idea gibi değerlerin estetik deneyimde belirleyici olmasına neden olmuştur. Bu nedenle sanat eserleri, idea ya da tinin biçime yansıması olarak ele alınmış ve sanat eserlerinde dışavuruma ve biçime dayalı bir deneyim öne çıkmıştır. Ancak, postmodern dönemde ortaya çıkan yeni sanatsal uygulamalar, modern ve öncesi dönem sanatının özne ile nesne arasındaki estetik deneyimini işlevsiz hale getirmiş ve dışavuruma bağlı yaklaşım ile biçime dayalı normatif kurallar geçerliliğini yitirmiştir. Postmodern dönem; sanatın yaşamla ayrılmaz bir bütün olduğunu vurgulayarak alımlayan özne ile sanat nesnesi arasındaki estetik mesafeyi kaldırmış ve buna bağlı olarak modern sanat eserlerinin pasif tefekküre dayalı deneyimi, yerini katılıma dayalı bir deneyime bırakmıştır. Sanat eserlerinin alımlanmasında, biçimci bir estetik deneyimden bağlamsalcı sanat deneyimine değişip dönüşen süreç; Dewey, Danto ve Bourriaud’nun estetik deneyim kuramları çerçevesinde ele alınarak incelenmiştir.
Modernizm postmodernizm çağdaş sanat estetik estetik deneyim.
-
-
-
This study addresses the evolving process of aesthetic experience that has become a topic of debate in the reception and interpretation of practices related to changing paradigms in the field of art from the beginning of the modern era to the present. Aesthetic experience, defined as a special kind of subject-object relationship that individuals establish with external events, phenomena, or objects from a sensory and intellectual perspective, has been shaped in the field of art throughout the modern period based on Kant's formalist approach and Hegel's idealist aesthetic tradition. The idealism that prioritizes the intellect in relation to the body has led to the prominence of values such as spirituality, expression, intuition, and idea in aesthetic experience. As a result, artworks have been approached as the embodiment of ideas or the spiritual in form, and an experience based on expression and form has emerged as central in artworks. However, the new artistic practices that emerged in the postmodern era have rendered the aesthetic experience between the subject and the object in modern and pre-modern art ineffective, and the approach based on expression and the normative rules based on form have lost their validity. The postmodern era, emphasizing that art is an inseparable whole with life, has eliminated the aesthetic distance between the perceiving subject and the art object, and consequently, the passive contemplative experience of modern artworks has given way to a participatory experience. The process of transformation from a formal aesthetic experience to a contextual art experience in the reception of artworks has been examined within the frameworks of aesthetic experience theories proposed by Dewey, Danto, and Bourriaud.
Modernism postmodernism contemporary art aesthetics aesthetic experience.
-
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Görsel Sanatlar (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Proje Numarası | - |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2023 |
Kabul Tarihi | 28 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 20 |