Problems arise if the individual's biological sex isincompatible with his or her sexual actions and preferences. In the DSM-5, medical diagnosis, referred to as "gender identity dissonance" or "gender discontent” indicates amismatch between the sexual identity that an individual experiences/expresses for at least six months and the gender determined at birth. This disharmony and conflict experienced by individuals is also called "transsexuality".
This study therefore aims at discussing the deficiencies of Article 40 of Turkish Civil Code No. 4721 based on case reports. This study presents four cases in terms of gender reassignment submitted to our Head of Department.
Gender reassignment process is an irreversible process that requires aperiod of preparation, involves extremely challenging and complex medical interventions, and therefore requires clarification of the individual. Among controversial issuesare the minimum requirements for initiating the legal process, at what stage hormone therapy should begin and the duration of the treatment, the legal consequence of gender reassignment surgery conducted without court authorization, clarification about the surgeries in the report stating the “duly performance and conclusion of gender reassignment surgeries” by applying to an official health committee. Although the article on gender reassignment in Turkish Civil Code is quite detailed, it seems clear that there is a need for a new additional regulation to be formed in collaboration with the members of medicine and law regarding the challenges in practice.
Kişinin, sahip olduğu biyolojik cinsiyeti ile cinsel eylemleri ve tercihlerinin uyumlu olmaması halinde çeşitli sorunlar ortaya çıkmaktadır. DSM-5’te, “cinsel kimlik uyumsuzluğu” veya “cinsiyet hoşnutsuzluğu” olarak ifade edilen tıbbi tanı; kişinin en az 6 ay süre ile deneyimlediği/ifade ettiği cinsel kimliğiyle, doğumda belirlenen cinsiyeti arasında açık bir uyumsuzluk olmasıdır. Kişilerin yaşamış olduğu bu uyumsuzluk ve çatışma “transseksüalite” olarak da adlandırılmaktadır.
Ülkemizde, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 40. maddesinde cinsiyet değişikliği ile ilgili düzenleme yapılmıştır. Bu çalışmada, Anabilim Dalı Başkanlığımıza adli makamlar vasıtasıyla cinsiyet değişikliği açısından gönderilen 4 olgu sunulacak olup, ilgili kanunun eksiklerinin tartışılması amaçlanmıştır.
Cinsiyet değişikliği süreci uzun bir hazırlık dönemi gerektiren, son derece zorlu ve karmaşık tıbbi müdahaleleri içinde barındıran, bu nedenle kişinin tam olarak aydınlatılmasını ve onamını gerektiren, büyük oranda geri dönüşümsüz bir süreçtir. Hukuki süreci başlatabilmek için gereken asgari şartlar, hormon tedavisine hangi aşamada başlanması gerektiği ve tedavinin ne kadar süreceği, mahkemeden herhangi bir izin almadan gerçekleşen cinsiyet değişikliği ameliyatının hukuki akıbetinin ne olacağı, resmi bir sağlık kuruluna başvurarak “cinsiyet değiştirme ameliyatlarının usulüne uygun olarak yapıldığını ve sonuçlandığını” belirten rapordaki ameliyatlardan nelerin kast edildiği, bu husustaki tartışmalı konulardandır. Türk Medeni Kanunu’nda yer alan cinsiyet değiştirme ile ilgili madde oldukça ayrıntılı olmakla birlikte, uygulamada yaşanılan güçlüklerle ilgili tıp ve hukuk mensubu üyelerin işbirliği ile oluşacak yeni bir ek düzenlemeye ihtiyaç duyulduğu açıktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Klinik Tıp Bilimleri |
Bölüm | Olgu Sunumu |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 15 Ocak 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2024 |
Gönderilme Tarihi | 6 Haziran 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 10 Sayı: 1 |