Sinema ve psikoloji; insana
özgü olanı anlama ve anlamlandırmaya çalışan iki ayrı disiplindir. İnsana dair
olanı anlamlandırma süreci sinemada, film ve belgesel olarak çıktıya
dönüşürken; psikolojide kuramlar ve teoriler olarak kendisini göstermektedir. Diğer
sanat alanları da aynı motivasyonla eserler ortaya koyarken sinemasal eserlerin
kapsayıcılığı ve gücü her zaman daha fazla olmuştur. Çünkü sinema; ele aldığı
bir konuyu bütünlüklü bir şekilde anlatıma dönüştürmekte ve kitlesine mesajı
etkili bir şekilde iletmektedir. Sinema tarihi, psikoloji biliminin ortaya
koyduğu pek çok olguyu, kavramı, durumu veya teoriyi etkileyici biçimde işleyen
eserlerle doludur. Sinema-psikoloji ilişkisi çift yönlüdür; psikoloji de
sinemayı; gerek bir kavramı veya olguyu ilgili bireylere örneklendirerek
anlatabilmek için didaktik amaçla, gerek psikolojik bir takım problemlerin
sağaltımı amacıyla psikoterapötik öğe olarak, gerekse de belirli teorileri test
etmek amacıyla düzenlenmiş deneysel çalışmalarda kendisi için bir araç olarak
kullanmaktadır. İçerisinde sembolik anlatımın aksiyon anlatımdan daha fazla
olduğu filmlerde söz konusu çift taraflı ilişki net bir şekilde görülmektedir.
Sinema tarihinde sembolik anlatımı en iyi kullanan yönetmenlerin başında
Tarkovsky gelmektedir. Tarkovsky’nin özellikle erken dönem yapıtlarından olan
“Ayna” filmi, yönetmenin diğer filmlerine göre çok daha fazla sembolik anlatım
içermektedir. Çeşitli psikolojik ekoller ve kavramlar açısından ele alındığında
“Ayna” zengin bir içerik sunmaktadır. Bu çalışmada ise Tarkovsky’nin “Ayna”sı
psikolojideki bellek türleri, özellikleri ve süreçleri açısından doküman analizi
yöntemiyle incelenmiş ve sekanslardaki ilgili örnekler ortaya konulmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Aralık 2018 |
Gönderilme Tarihi | 22 Eylül 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 30 |