Günümüzde bireylere tek bir iletişim kanalından ulaşmak markalar için
birtakım zorlukları beraberinde getirmektedir. Özellikle güçlenen tüketici
profili nedeniyle insanlara temas etmek ve ürün/hizmet tercihi konusunda iknayı
sağlamak için iletişim çalışmalarını şekillendirmek önemlidir. Bu noktada
markaların tüketicilere ulaşmalarında ve iletişim çabalarını çeşitlendirmede
kullandıkları alternatif çabalardan biri transmedya hikaye anlatımıdır.
Transmedya hikaye anlatımı, bir kurgunun ayrılmaz unsurlarının, birleşik ve
koordine bir eğlence deneyimi yaratmak amacıyla, çoklu dağıtım kanallarına
sistematik olarak dağıldığı bir süreci temsil etmektedir. Bu süreç, çoklu
platformlara uygun olarak üretilen öykünün kendine özgü dinamiklerini ve
sistemli bir içeriği bünyesinde barındırmaktadır. Bu bakımdan transmedya
kampanyalarında geleneksel yöntemlerin aksine tek boyutluluk yerine her bir
parçanın kendi deneyim özelliğini yansıttığı bir süreçten bahsetmek mümkündür.
Bu çalışmada transmedya kavramı ana hatlarıyla ele alınmaktadır.
Pazarlama iletişiminde yaşanan evrim ve transmedyanın bu değişim içerisindeki
durumunu ortaya koymak amacıyla dünya çapında kabul gören önemli transmedya
örnekleri Jenkins’in (2009) transmedya hikaye anlatımındaki yedi prensibine
göre incelenmiştir. Elde edilen verilere bakıldığında parça özellikleri
açısından her içeriğin orijinal bir özellik sunduğu ve temelde öze bağlı kalarak
ana hikayeyi güçlendirmeye yönelik olarak tasarlandığı tespit edilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2019 |
Gönderilme Tarihi | 19 Şubat 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 31 |