Öz
Ortaya çıkışı 1960 sonrasına tekabül eden metinler arasılık, yazınsal estetizmi ve çok sesliliği görünür kılma, anlam katmanlarını çoğaltma ile anılır. Metinleri birbiriyle ilişkilendirme, metni farklı biçimlerde okuma ve her okumada anlam üretebilme imkânı, yazar ve okura yazma ve anlamlandırma özerkliğini sağlama, önceki metinleri şimdiye taşıyarak ikisi arasında metinsel ilişkiyi icra etme, metni düşünsel, tarihsel ve sanatsal hususlarıyla uzam içerisinde konumlandırarak, evren ve insanı anlatma kaygısını öncelikli kılmakla dikkat çeken metinler arasılık, bu özellikleriyle sanat ve düşünce dünyasında sürekli göz önünde olmuştur. İfadenin Kıta Avrupası’nda kavramsallaştırılmasıyla başlayan süreci, Türk edebiyatında tartışma, edebî üretimde bulunma, metni buna göre kurgulama şeklinde karşılık bulmuştur. Türk edebiyatında bu anlamda edebî üretkenliği ve metinler arasılığı eserlerinde kullanabilme açısından ilgiyle takip edilen/edilecek sanatçılardan biri Hüsrev Hatemi'dir. Uzun yıllar süren şiir serüveninde, Hatemi’de metinler arasılık; din, kültür, tarih ve düşünce ile iç içe; çağ, insan ve evrenle ilişkili, manayı ayrışık parçalardan uzamsal bir bütünlüğe ulaştırıp insanı görünür kılan bir niteliktedir. Bu bağlamda onun şiir dünyasında metinler arasılık; metnin örülüşünde söz sahibi, anlamı derinleştiren, genişleten, yayan; başka metinlerin konuşulmasını gerekli gören bir hususiyet taşır. Hatemi’de metinler arasılık kavramının beliren diğer bir yüzü, çağın insanına odaklanmasıdır. Çağın tedirginlikle, arayışla, varoluşsalıkla beliren insan profili için metinler arasılık, çözüm isteğini sembolize eder. Burada insan, evren, anlam, diğer metinlere ulaşma ve metnin görünürlüğünü belirginleştirme, insanın hakikat ve benlik arayışı, metni soyutlanmış bir atmosferden sosyal bir atmosfere taşıma öne çıkan konulardır. Bu çalışmada Hüsrev Hatemi’nin şiirlerinde metinler arasılığın inşa gerekçesi; insan ve sanatla ilişkisi, dâhil olduğu metinlerin anlam evreni içindeki yeri tartışılmıştır.