İnsan varoluşunun felsefi bir problem olarak ele alınması, varoluşçu filozofların yaklaşımlarıyladır. Genel kabule göre varoluş üzerine sistemli düşünme, Kierkegaard ile 19. yüzyılda başlatılır. Felsefede düşünceler, ortaya çıktıkları dönemin sosyal, siyasal, ekonomik ve düşünsel olan, değişim ve dönüşümlerinden etkilenirler. Varoluşçu felsefenin 19. yüzyılda ortaya çıkmasında, bu tarz değişim ve dönüşümler etkili olmuştur.
19. yüzyıldan günümüze kadar olan süreçte, yaşanan sosyal problemler ve insan varoluşuna yönelik düşüncelerin ortaya çıkması ile bu düşüncelerin çeşitliliği arasında bağlantılardan söz edilebilir. İntihar konusu, etik ya da aksiyolojik bir problem olarak değil de anlamaya yönelik bir çaba olarak varoluşçu felsefeciler tarafından bu dönemlerde sıkça tartışılmıştır.
Bu çalışmada varoluşçu filozofların perspektiflerinden faydalanılarak insanın varoluş ile ilgili olan sorunları tespit edilerek, bu sorunların intihar ile ilişkili olanları tartışılmıştır. Bu varoluşsal sorunların aşılabilme imkânı, “Felsefi Sağaltım” adı verilen ve felsefi mirasın anlama, açıklama, çözüm bulma işlevlerinden faydalanan yaklaşımı ile tartışılmıştır. Bu tartışma örnek vaka üzerinden yapılmıştır. 2014 yılında intihar notu bırakarak intihar eden Mehmet Pişkin’in, video formatındaki intihar notu, söylem analizi tekniği ile analiz edilerek, örnek vaka olarak kullanılmıştır.
İnsan Varoluşu İntihar Varoluşsal Sorunlar Felsefi Danışmanlık Mehmet Pişkin
Fikir dünyamda çığırlar açan ve bu çalışmayı hazırlamamda katkıları olan, Akdeniz Üniversitesi Felsefe Bölümü öğretim üyeleri Prof. Dr. Şahin FİLİZ’e ve danışman hocam Dr. Öğr. Üyesi Ekin KAYNAK İLTAR’a teşekkürlerimi sunuyorum.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 14 Temmuz 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 8 |
Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (AKSOS)