Assisted reproductive technologies(ART) are widely used in the treatment of infertility. Many advances in ART have resulted in higher pregnancy rates for patients. The introduction of embryo cryopreservation and subsequently intracytoplasmic sperm injection(ICSI) in 1992 were the important developments in ART success. Development of preimplantation genetic diagnosis has facilitated the exclusion of genetically abnormal embryos but every development brought new risks about the manipulation of the oocyte, sperm or the embryo. The effects of different technologies used in in-vitro fertilization(IVF) on children conceived through ART are the topics of interest since the birth of the first IVF baby Louise Brown in 1978 and have been examined for years. There are many reasons why IVF babies might be exposed to greater risks than naturally conceived children. ART carries an increased risk of iatrogenic multiple pregnancies, which are associated with a higher rate of prematurity. However, adverse perinatal outcomes are not totally eliminated with applying single embryo transfer policies in daily practice and by reducing multiple pregnancy rates. Singleton children born after ART are also at risk for preterm delivery, low birth weight, neonatal mortality, and neonatal intensive care unit admission when compared to spontaneously conceived children. Technical factors, maternal age and underlying parental subfertility are likely to correlate to this risk but ART children are also at increased risk of congenital malformations even after adjustment for maternal age, subfertility or the parental characteristics. The aim of this review is to summarize perinatal outcomes and the congenital anomaly risk of IVF pregnancies and also examine the risks of different technologies including ICSI, blastocyst culture, and cryopreservation on this topic.
Assisted reproductive technologies in-vitro fertilization neonatal outcomes perinatal outcomes congenital anomaly cryopreservation single and multiple pregnancy blastocyst culture slow freezing vitrification
Yardımcı üreme teknikleri (YÜT) infertilite tedavinde yaygın olarak kullanılmaktadır. YÜT' lerindeki ilerlemeler gebelik oranının artması ile sonuçlanmıştır. Embriyo dondurulması ve ardından 1992 yılında intrastoplazmik sperm enjeksiyonunun bulunması YÜT başarısında önemli gelişmelerdir. Preimplantasyon genetik tanının gelişmesi genetik olarak anormal embriyonun tanımlanmasını kolaylaştırmasına rağmen oosit, sperm veya embriyoya yapılan maniplasyonlar nedeni ile yeni riskleri de beraberinde getirmektedir. İn Vitro Fertilizasyon'da (IVF) kullanılan farklı teknolojilerin YÜT sonrası doğan çocuklar üzerine etkisi ilk IVF bebeği Louise Brown'un doğumundan beri yıllardır araştırılmaktadır. IVF gebeliklerinin doğal konsepsiyon sonucu olan gebeliklere göre daha büyük risklere maruz kalabileceğini gösteren birçok neden bulunmaktadır. YÜT sonucu çoğul gebelik riskinin artmasına bağlı prematüre riskide artmaktadır. Bununla beraber tek embriyo transferinin günümüzde yaygınlaşması ile çoğul gebelik oranının azalması kötü perinatal sonuçları tamamen elimine etmemektedir. YÜT sonrası doğan tekil gebelikler doğal yollar ile elde edilen gebelikler ile karşılaştırıldığında preterm doğum, düşük doğum ağırlığı, yenidoğan yoğun bakım ünite ihtiyacı, neonatal mortalite riskindeki artış devam etmektedir. Teknik faktörler, maternal yaş ve çiftlerin subinfertil durumu aynı zamanda bu artmış risk ile ilişkilidir fakat maternal yaş, subinfertilite veya çiftlerin özellikleri düzeltildiğinde bile hala ART çocuklarında konjenital malformasyon daha riski yüksektir. Bu derlemedeki amacımız IVF gebeliklerinde aynı zamanda intrastoplazmik sperm enjeksiyonu, blastosist kültürü ve kryoprezervasyon gibi farklı teknolojilerde perinatal sonuçları ve konjenital anomali riskini özetlemektir.
:Yardımcı üreme teknikleri neonatal sonuçlar perinatal sonuçlar
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Derleme |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ekim 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 |