Eğitim
araştırmalarında önemli sorunları incelemek için rastgele atama yöntemlerinin
kullanıldığı deneysel araştırmalar çoğu zaman mümkün olmamakta veya etik
sorunlar nedeniyle tercih edilmemektedir. Bu nedenle eğitim araştırmalarında
genellikle büyük ölçekli ikincil veri setleri gibi gözlemsel veriler
kullanılmaktadır. Eğilim puanı, rastgele atanmanın olası olmadığı durumlarda
kullanılan veya gözlemsel verilerden nedensel sonuçlar elde etmek için
geliştirilmiş bir koşullu olasılıktır. Eğilim puanı eşleştirmesi, karşılaştırma
analizindeki grupları istatistiksel olarak daha fazla eşdeğer hale getirmek
için kullanılmaktadır. Bu analiz ile çok sayıda işlem öncesi ortak değişken tek
bir skaler fonksiyona indirgenmekte ve araştırmacılara işlem etkisini
belirlemede daha karşılaştırılabilir gruplar sağlamaktadır. Bu makalede (a)
eğilim puanı eşleştirme analizinin metodolojisi anlatılmış ve (b) PISA 2015
Türkiye örneklemi üzerinden elde edilen veriler yardımıyla eğilim puanı
eşleştirmesinin eğitim araştırmalarında kullanımını gösteren bir örnek sunulmuştur.
Araştırmanın sonucunda eğilim puanı eşleştirmesi ile grupların daha
karşılaştırılabilir bir duruma getirildiği belirlenmiştir. Eğilim puanı
eşleştirmesi öncesinde karşılaştırılan gruplar (özel ve devlet okulunda öğrenim
görme) okuryazarlık puanları bakımından anlamlı farklılıklar gösterirken
eşleştirme öncesi sonrasında gruplar arasında okuryazarlık puanları arasında
anlamlı farklılık bulunmamıştır. Eğilim puanı eşleştirmesi, regresyon temelli
yöntemlerin varsayımlarının karşılanmadığı durumlarda da kullanılabildiğinden
eğitim araştırmalarında bu analiz yöntemine daha fazla yer verilmesi
önerilmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 14 Haziran 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 8 Sayı: 1 |
Amasya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi (Amasya Education Journal)