In this article, Muhyiddin Ibn al-Arabî's perception
on the intellectual background of ishârî exegesis are examined, and the
determination of principles of the method regarding the Quran exegesis of Ibn
al-Arabi, who with the ideas he put forward had significant impacts on the
historical development process of the Sufism, are aimed.
Ishârî exegesis that is associated with sûfi's
personal experience in the perception of Ibn al-Arabî relates to the inner
meanings of Quran. Theorically, it contains interpretations that cannot be
reproduced again. In this article, a number of principles have been identified from his
understanding of being, knowledge, man and Quran that is the source of Ibn al-Arabi's interpretations. In
frame of these principles, it is determined that the couple of zâhir and bâtın
constitute the key principles that are related with the showing up of ishâri
exegesis; and the relation of zâhir and bâtın with each other specifies the
characteristic of this kind of exegesis; and the concept of manifestation adds
dynamism to ishârî exegesis; and it is tackled Ibn al-Arabî's thoughts about
man and Quran in the platform that supplies with the balance of speech and
interlocutor; and his ideas about the sources of knowledge contain a number of
starting points that accord with his ideas about the being.
Bu
makalede, ortaya koyduğu düşüncelerle Tasavvuf’un tarihî gelişim sürecine
önemli etkileri bulunan Muhyiddin İbnü’l-Arabî’nin işârî tefsir anlayışının
fikrî arka planı incelenmekte, onun Kur’ân yorumlarına ilişkin metoduna tesir
eden ilkelerin tespiti amaçlanmaktadır.
İbnü’l-Arabî
düşüncesinde sûfînin şahsî tecrübesiyle ilişkilendirilen işârî tefsir,
Kur’ân’ın bâtınî anlamlarıyla ilgili olup, teoride tekrarı mümkün olmayan
yorumları içermektedir. Bu makalede İbnü’l-Arabî’nin işârî yorumlarına
kaynaklık teşkil eden varlık, bilgi, insan ve Kur’ân anlayışından bir takım
ilkeler tespit edilmektedir. Bu ilkeler çerçevesinde varlığı zâhir-bâtın
şeklinde ayırmanın işârî tefsirin ortaya çıkışındaki en önemli ilkeyi
oluşturduğu; zâhir-bâtın ilişkisinin bu yorum şeklinin niteliğini belirlediği;
tecellî kavramının işârî tefsire dinamizim kattığı; İbnü’l-Arabî’nin insan ve
Kur’ân konusundaki fikirlerinin hitap muhatap dengesini temin eden bir düzlemde
ele alındığı; bilgi kaynakları üzerindeki düşüncelerinin varlık anlayışıyla
uyumlu bir takım çıkış noktaları içerdiği tespit edilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Sayı: 8 |