Eş̒ariyye
mezhebinin önemli kelamcılarından biri olan Kâdî el-Beyzâvî, hüsün-kubuh
konusundaki görüşlerini, tefsir, kelâm ve usûl-i fıkıh eserlerinde ortaya
koymuştur. Oldukça muhtasar ve veciz bir şekilde telifte bulunan müellif, genel
anlamda mezhebinin yaklaşımını teyid eden fikirler beyan etmiştir. Bununla
birlikte özellikle tefsirinde yaptığı bazı açıklamalar, onun en azından kimi
ayetlerin izahında i̒tizalî fikirleri benimsediği yorumlarını beraberinde
getirmiştir. Kemal ve noksanlık ile tab’a uygunluk ve aykırılık anlamındaki
hüsün ve kubuhun aklî olduğunu kabul etmesi, sanki bu konuda Eş̒arî düşünceden
ayrılma olarak yorumlanmışsa da aslında onun bu mesele bağlamında ekolünden
farklı düşünmesi söz konusu olmamıştır. Zira onun bu konuda serdettiği
görüşleri aynı şekilde zikreden pek çok Eş̒arî kelamcısı vardır. Ahirette
sevabı veya cezayı gerektiren fiilin hüsün ve kubuhunu sadece şeriatın
belirleyeceği görüşüne bağlı olarak aklın nimet sahibine şükrün zorunluluğunu
bilemeyeceği fikrini de savunan müellif, bu düşüncesini isbat sadedinde nakli
ve akli deliller getirmiş, bu meyanda özellikle Mu̒tezilî anlayışı reddetmeyi
hedefleyen bir dil kullanmıştır.
Kadî al-Baydâwî, one
of important Islamic theologians of the sect Ash'ariyya, revealed his views on
the subject of husn-kubh in his works of tafsir, kalam and usul-i fiqh. The
author, who writes the work in a rather concise and clear manner, has in
general declared ideas confirming the approach of the sect. However, some of
his explanations, especially in his tafsir, brought with him the comments that
he adopted Mu̒tazili ideas in the explanation of some verses. His acceptance
that’s the mental of husn and kubh in the sense of maturity and deficiency with
compliance and contradiction to human nature, as if it was interpreted as a
separation from the thought of Ash’arî, it was not possible for him to think
differently from his school in the context of this matter. For there are many
Ash’arî theologians who explain in the same way the views he has expressed in
this subject. The author, who is defending the idea that the mind will not know
the necessity of gratitude to the owner of the blessing, depending on the view
that the sharia will determine only the husn and kubh of the act which requires
reward or punishment in the hereafter, he brought in sharî and mental proofs in
the purport of this idea, in this direction he used a language specifically
aimed at rejecting the Mu'tazilian understanding.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Haziran 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 10 |