Öz
Assur askeri tarihinde ordunun en önemli
kolunu bağımsız bir birim olan süvariler oluşturmuştur. Assur’da MÖ 1. bin
yılda ilk kez karşımıza çıkan süvariler, düzenli savaşçı bir birlik olarak ilk
kez II. Assurnasirpal (MÖ 883-859) Dönemi saray kabartmalarında tasvir
edilmiştir.
Okçu, kalkan taşıyıcı ve mızrakçıdan
oluşan süvari sınıfı, savaş arabalarının kullanılamadığı ya da kısıtlı
kullanılabildiği çamurlu
alanlar, ırmaklar, suyolları, dağlık ve tepelik kırsal kesimler, ormanlık
alanlar gibi engebeli
ve zor arazilerde savaşabilmenin avantajına sahipti. Dahası süvarileri, zırh ve mızrak gibi silahların da etkisiyle
savaş arabalarının girmekte zorlandığı elverişsiz bölgelerde en ağır silahlarla
donatılmış düşmanlarına karşı savaş arabalarının yerini alabilecek etkin bir
sınıf haline getiren etken süvarilerin ani baskın yapabilme özelliğinin
olmasıdır.
MÖ 8. yüzyıldan itibaren, Assur
ordusunda okçu ve mızrakçılardan oluşan pithaillu veya sa pethalli süvari
birlikleri, zor arazilerde görevlendirilmek için eğitilmiş atlı ekiplerdi.
Süvariler, birincil görevleri ne olursa olsun, ordunun ihtiyaçlarına göre diğer
görevlerde de yer alabiliyorlardı. II. Assurnasirpal (MÖ 883-859) III.
Salmanesser (MÖ 858-824) ve III. Tiglat-Pileser (MÖ 745-727) dönemine ait
kabartmalarda, mızrakçı ve okçular çift olarak savaşmış, okçu atış yaparken;
yanındaki mızrakçı atının dizginini tutar vaziyette tasvir edilmiştir. Bu
zamanda binicilik henüz pek fazla bir gelişme gösterememiştir. Süvariler, ata
eyersiz, üzengisiz olarak binmekte ve atı kolayca yönetemeyecekleri bir biçimde
arkaya doğru oturmaktaydılar. Dahası süvarilerin giyindikleri zırh,
kuşandıkları kalkan ve giydikleri ağır çizmeler, süvarilerin hareketini büyük
ölçüde sınırlamaktaydı. II. Sargon (MÖ 721-705) döneminde süvari sınıfında
birtakım gelişmeler olmuştur. Atların zırhla kaplanması bu dönemde görülmüş bir
yenilik olarak karşımıza çıkmaktadır. II. Sargon (MÖ 721-705) döneminde
süvariler, küçük bir yay ya da uzun bir mızrak ile silahlandırılmışlardır.
Diğer yandan yine bu dönemde atın eyerini dengelemek ve ata zarar vermemek için
at sağrısı ve göğüs bantları kullanılmaya başlanmıştır. Daha sonraları,
bacakları ile atı kontrol etmeyi öğrenen Assur süvarisi, bu sayede at üzerinde
ok atma becerisini kazanmıştır. Senharip (MÖ 704-681) ve Assurbanipal (MÖ
668-627) döneminde süvariler çift değil de tek sıra halinde, birbirini takip
eden okçular ve mızrakçılar şeklinde sıralanmışlardır. Bu strateji piyadelerin yaraladıkları düşman
askerlerinin süvariler tarafından öldürülmesinde de kolaylık sağlamıştır.
Özellikle Senharip (MÖ 704-681) dönemi
saray kabartmalarında, Assur süvarisinin, Elam okçularına saldırısını ve yokuşu
tutan Elam okçularını bozguna uğratışı, süvari birliğinin savaşlardaki rolünün
ne kadar önemli olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Anahtar Kelimeler: Yeni Assur, Ordu,
Süvari, Okçu, Mızrakçı, Kalkan Taşıyı-cı, At
Abstract
In Assur
military history cavalry which was an unbound unit had been formed the most
important arm of the army. Cavalry appeared in Assur for the first time in 1st
Millennium BC, and they were depicted as a regular warrior unit first time at
Assurnasirpal ll (883-859 BC) period palace reliefs.
Cavalry units
consisting of archers, shield bearers and spearmen were able to combat in rough
and hard terrains that chariots could not be used or limitedly used in areas
such as marsh areas, valleys, channels, mountainous and rural hood areas and
forests. Moreover, because of the armour and weapons such as spear chariots
couldn’t cope with rough terrains, thus having capacity of making sudden
assault against enemies that equipped with the heaviest weapons is the main
determinant that led cavalries took the place of chariots in such circumstances.
Onwards 8th
Century BC in Assur Army cavalry units that consisting of archers and spearmen
were called pithaillu or sa pethalli and they were mounted units
which were trained to employ in rough terrains. Cavalries, regardless of their
primary usage they could took part in other missions in accordance with the
needs of the army. In reliefs that dating back to Assurnasirpal II (883-859 BC)
Salmanesser III (858-824 BC) and Tiglat-Pileser III (745-727 BC) periods archer
and spearman had been combated as pairs and while archer were shooting the
spearmen were holding the horses’ reins. In this period horsemanship had not
been improved much yet. Cavalries were riding horse without saddle and stirrup
and they were sitting too back and it was making the control of the horse
harder. In addition to this the armour, the shield and heavy boots were
restricting the movements of cavalry to a large extent. In Sargon II (721-705
BC) reign cavalry unit made a set of progress. Covering horse with armour had
been appeared in this period as an innovation. During Sargon II (721-705 BC)
reign cavalries were armed with a short bow or with a long spear. On the other
hand, again in this period in order to balance saddle and in order not to harm
horses crupper and breast band had been begun to be used. Later, Assyrian
cavalry learned to control horse with their feet and so that they learned to
shoot while them were mounted. During Senharip (704-681 BC) and Assurbanipal
(668-627 BC) period’s cavalries lined up as single line ensuing archers and
spermen. This strategy paved the way for cavalries to kill enemy soldiers
injured by infantries.
Especially in
Senharip period’s (704-681 BC) palace reliefs, assault of Assyrian cavalry to
Elamite archers and defeating the Elamite archers who were defending the slope,
clearly reveals the importance of cavalry for warfare.
Key Words: Neo Assur,
Army, Cavalry, Archer, Spearman, Shield Bearer, Horse.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Arkeoloji |
Bölüm | MAKALELER / ARTICLES |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Haziran 2019 |
Gönderilme Tarihi | 22 Mayıs 2019 |
Kabul Tarihi | 31 Mayıs 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 4 Sayı: 6 |
Tarihi aydınlatabilmek ümidi ile...
.................AMİSOS.................