Amaç: Kanıta dayalı uygulama (KDU), konuyla ilgili mevcut en güncel
araştırmalarla birlikte kaliteli kararlar almak ve kişisel klinik uzmanlığa
dayalı hemşirelik bakımı sağlamak için bir yaklaşımdır. KDU, mortalite ve
morbidite oranlarını önemli ölçüde etkileyebilir ve coğrafi farklılıkların
azaltılmasında önemli bir rol oynayabilir. On-on beş yıl önce ülkemizde, sağlık
hizmetlerinin kalitesini artırmak amacıyla “Sağlıkta Dönüşüm Programı"
başlatılmıştır. Türkiye'deki Sağlıkta Dönüşüm Programı ile organizasyon yapısı
ve sağlık bakım sisteminde köklü değişiklikler yapılmıştır. Bu değişim
hemşirelerin araştırma kullanımındaki algıladıkları engelleri etkilemiş
olabilir. Bu çalışmada, sağlık bakım sistemindeki değişiklikler sonrasında
hemşirelerin araştırma kullanımının önündeki engellerin araştırılması
amaçlanmıştır.
Materyal ve Metot: Bu araştırma
tanımlayıcı tipte bir çalışmadır. Bu çalışma Şubat-Mayıs 2018 tarihleri
arasında bir hastanede yapılmıştır. Çalışmaya katılmaya gönüllü olan ve formu
eksiksiz tüm katılımcıların verileri değerlendirilmiştir. Örneklem seçiminde
basit rastgele örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Veriler, araştırmacılar
tarafından geliştirilen anket formu ve Araştırma Kullanım Bariyer Ölçeği Türkçe
versiyonu ile toplanmıştır. Funk tarafından geliştirilen ölçek toplam 29 madde
ve 4 alt gruptan oluşmaktadır. Ölçeğin alt grupları hemşirenin bireysel
özellikleri, organizasyonun özellikleri (kurumsal sınırlamalar, engeller)
inovasyonun özellikleri (araştırmanın kalitesi) ve iletişim özellikleri
(araştırmanın sunumu, erişilebilirliği) 'dir. Ölçekten alınan puan artıkça
algılanan engel artmaktadır.
Bulgular: Bu çalışma 350 hemşire ile
yapılmıştır. Katılımcıların çoğu lisans mezunudur. Ortalama olarak, hemşirelik
mesleğinde 8,6 yıldır (1-30 yıl) çalışmaktadırlar. Hemşirelerin %75,15'inin
araştırma hakkında bilgisi yoktu ve %73,42'si pratikte yapılacak
değişikliklerin yararlarının sınırlı olduğuna inanıyordu. Organizasyon alt
grubunda en yüksek skorlu engel “hekimlerin klinikte iş birliği yapmaması (%76,85)
idi. İnovasyon alt grubunda ise belirlenen en yüksek engelin “hemşirelerin
araştırma sonuçlarına inanıp inanmama konusunda yaşadıkları belirsizlik (%72,57)
olduğu saptandı. İletişim alt boyutundaki bildirilen en büyük engel
“araştırmaların tek merkezde toplanmamış (%66,85) olmasıydı.
Sonuç: Hemşirelerin klinikte
araştırma sonuçlarını kullanmada ciddi engelleri vardır. Bu engeller,
hemşirelerin bireysel özelliklerinden örgütsel faktörlere kadar uzanmaktadır.
Bu nedenle, yalnızca hemşirelere odaklanmak, sorunu çözmede doğru yaklaşım
değildir. Tek çözüm, erken çocukluk döneminden itibaren tüm bireyler için laik,
rasyonel ve bilimsel eğitim sağlamaktır. Ancak bu şekilde hem bireysel hem de
yönetimden kaynaklanan örgütsel engellerin üstesinden gelinebilir.
Hemşirelik araştırmaları araştırma kullanımı BARRIERS ölçeği
Objectives: Evidence-based
practice (EBP) is an approach to making quality decisions and providing nursing
care based upon personal clinical expertise in combination with the most
current, relevant research available on the topic. EBP can significantly affect
mortality and morbidity rates and play an important role in the reduction of
geographic differences. Ten/fifteen years ago in our country, “Health
Transition Project” was launched to improve the quality of health care. Thus it
should be investigated to better understand nurses’ current perceived barriers
to research utilization. This study aim to investigate barriers of research
utilization among nurses at a public hospital and radical changes of its health
care system.
Materials and Methods: This study
was planned as a descriptive research. This study was conducted between the
dates of February-May 2018 at a Public Hospital in Turkey. All participant who
volunteered to participate in the survey and who completed fully form were
evaluated. Simple random sampling method was used. Data were collected using a
face-to-face interview technique with the questionnaire developed by the
researchers and Barriers to Research Utilization Scale Turkish version. The
BARRIER scale developed by Funk consists of 29 items and four subgroups. These
four factors were labeled nurse, organization, innovation and communication. As
obtained the scale score increases obstacle is increasing.
Results: A total of 350 nurses
participated in this survey. Most of participants were undergraduate. On
average, they had been employed in the nursing profession for 8.6 years (range
1-30 years). A large part of the nurses was not following the publications
related to the profession (75.15%) and believed that the practical changes
would provide minimal benefit (73.42%). For the organizational factors, the biggest
barriers reported were “physicians will not cooperate with implementation” (76.85%).
For the innovation factors the biggest barriers determined were “the nurse is
uncertain whether to believe the results of the research (72.57%). For the
communication factors, the biggest barriers reported were “literature is not
compiled in one place” (66.85%).
Conclusion: Nurses have serious
barriers to using research results in clinics. These barriers range from
individual characteristics of nurses to organizational factors. Therefore,
focusing only on nurses is not the right approach in solving the problem. The
only solution is to ensure secular, rational and scientific education for all
individuals from the early childhood. Only in this way can both individual and
from management organizational barriers arising can be overcome.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Araştırmalar |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 19 Sayı: 3 |