Öz
Giriş: Son zamanlarda D vitamini eksikliğinin kemik metabolizma hastalıkları dışında, alzheimer, parkinson, multiple sklerozis, diyabet, kardiyovasküler hastalıklar gibi pek çok hastalığın oluşmasında rolü olabileceğini destekleyen çalışmalar artmaktadır. Biz de çalışmamızda D vitamini düzeyinin, kardiyovasküler erken risk belirteçleri olarak kabul edilen serum endocan ve ADMA düzeyleri arasındaki ilişkiyi araştırmayı amaçladık.
Materyal- Metod: Çalışmada Vitamin D düzeyi <10 ng/ml olan 42 kişi (grup 1) ve vitamin D düzeyi > 30 ng/ml olan 35 kişiden (grup2) oluşan iki grup oluşturuldu. Grupların VKİ, serum vitamin D, Endocan, ADMA, PTH, TSH, Glikoz, HOMA-IR, HDL kolesterol, LDL kolesterol, Trigliserit, düzeyleri karşılaştırıldı.
Bulgular: Çalışmaya dahil edilen toplam 77 hastanın sonuçları karşılaştırıldı. Her iki grubun yaş, cinsiyet ve BMI değerleri karşılaştırıldığında anlamlı fark olmadığı saptandı (sırasıyla p:0.67, p:0.69, p:0.052). Grup 1 de serum ADMA düzeyi 104.5 ± 44 μmol/L olarak, grup 2’de 90.42 ± 29 μmol/L tespit edildi (p:0.31). Endocan düzeyi ise grup 1’de 549.5 ± 245 ng/L ve grup 2’de 465.99 ± 207 ng/L tespit edildi (p:0.12). Vitamin D düzeyi ile endocan düzeyi arasında anlamlı negatif korelâsyon saptandı (r:-0.26 p:0.02). Serum endocan ve ADMA arasında da anlamlı bir korelâsyon izlenmedi (r:0.19, p:0.1). Gruplar arası PTH, ALT, ALP, HDL kolesterol ve Trigliserit düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlı fark tespit edilirken diğer parametrelerde anlamlı olarak fark tespit edilemedi.
Sonuç: Kardiyovasküler riski değerlendirmek üzere endotel disfonksiyonu göstergelerinden serum endocan ve ADMA düzeylerini incelediğimiz çalışmada vitamin D düşüklüğü olan hastalarda anlamlı bir değişim saptamadık. Bu parametreler üzerinden yalnızca vitamin D düşüklüğünün endotel disfonksiyonu üzerine bir etki saptayamadığımızı söyleyebiliriz. Ancak çalışma sınırlı sayıda gönüllü ile yapıldığından daha kesin sonuçlara ulaşmak için daha büyük çalışmalara ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz.