Psikiyatri ve sinema, yalnızca birbirlerini yaratıcı bir şekilde tamamladıkları için değil, aynı zamanda hem film yapımcılarının hem de psikiyatristlerin mesleklerinden yararlanan, didaktik kategorilere ve profesyonel itici güçlere karışan karşılıklı etkilerin bir fırsatı olarak ayrılmaz bir şekilde bağlantılıdır.
Sinema hareketli görüntülerin kullanımıyla, insan zihninin gerçek işleyişini yeniden işleyebilir. Son yıllarda edebiyatta, sinemada ve televizyonda nörogelişimsel bir bozukluk olan asperger sendromlu karakterlerin yer aldığı kurgular giderek daha fazla üretilmeye başlanmıştır. Böylece günümüzde izleyicinin zihinsel gerilikle ilişkilendirdiği otistik bozuklukların eski popüler temsillerinden çok uzak olarak algılandığı görülmektedir.
Bu noktadan hareketle çalışmada, sinemada asperger sendromunun işlenişi örnek bir film olan Benim Adım Khan filmi üzerinden incelenecektir. asperger sendromuyla yaşamını sürdürmeye çalışan ana karakter Khan’ın, günlük hayatta yaşadığı sorunlar ve çevresiyle olan ilişkisi ele alınmaktadır. Karakterin yaşadığı sıkıntılarla beraber toplumun bilinçlendirilmesi doğrultusunda önemli bir yer teşkil eden filmin asperger sendromu bağlamında sinemada işlenişinin değerlendirilmesi hedeflenmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ağustos 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 21 |