Türkiye, 18.yy.’dan günümüze kadar süregelen çağı yakalama, aydınlanma, çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkma sürecinde; dünya görüşünü, devlet şeklini, tüm kurumlarını ve dolayısıyla eğitim sistemini de değiştirmiştir. Filozoflarının düşünceleri ve çalışmaları sonucu aydınlanan, aklı merkeze alan ve büyük adımlar atarak ilerleyen Batı karşısında Osmanlı Devleti, Lale Devri’nden itibaren “padişah-saray” olarak, gelişen Avrupa’dan haberdar olmuştur; ancak “mutaassıp” bürokrasi, medrese ve yeniçeri ocağı direnişiyle karşılaşılmıştır. Batı taklit edilerek durum toparlanmaya çalışılmış, ama yüzyılların geri kalmışlığı, kitlelerce özümsenmeyen yenilikler ile giderilememiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşünde birçok sebep gösterilebileceği gibi içlerinden belki de en önemlisi eğitim ve öğretim sisteminin çok yetersiz ve çağ dışı olmasıdır. Batı’nın ilerlemesinde kilit rol oynayan kişiler filozoflar, düşünürlerdir. Batı, Antik Çağ’dan itibaren birçok filozof yetiştirmiştir. Bu filozoflar toplumu aydınlatma, aklı özgürleştirme ve ideal devleti oluşturma görevlerini üstlenmiştir. Oysaki Osmanlı Devleti’nde filozof bir yana felsefe eğitimi bile yok denecek düzeyde kalmıştır. Belli bir program yahut ders kitabı mevcut değildir. Bu makalede, Osmanlı Dönemi’nde felsefe öğreniminin kurumsallaşma çabaları, etkisinde kalınan fikirsel akımlar, Darülfünun’un kurulma çabaları ve felsefe öğreniminin geçirdiği aşamalar ile Cumhuriyet Dönemi’nde İstanbul Üniversitesi’ne evrilen Darülfünun’da yapılan reform, anlatılan dersler, derslere giren hocaların nitelikleri, ders kitapları ve müfredatları incelenmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Eylül 2018 |
Gönderilme Tarihi | 7 Temmuz 2017 |
Kabul Tarihi | 24 Eylül 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 |
Journal of Atatürk Yolu is licensed under CC BY-NC-ND 4.0