Öz
1909’da Gudi darbesi sonrasında Venizelos’un darbeyi gerçekleştiren askerler
tarafından Atina’ya davet edilmesi ve 1910’da Başbakan olması Girit’te Enosis
taraftarları nezdinde adanın Yunanistan’a bağlanması için önemli bir gelişme
olarak değerlendirildi. Bu amaçla Girit’te isyancılar tarafından kurulan İhtilal
Komitesi, Girit parlamentosundaki milletvekillerinin Atina’daki Yunan
parlamentosuna gönderilmesi ve Enosis’in ilan edilmesi konusunda Venizelos
Hükümeti üzerinde giderek artan bir şekilde baskı oluşturmaya başladı. Bu baskı,
Eylül 1911’de patlak veren Osmanlı-İtalyan Savaşı sonrasında en üst seviyeye çıktı.
Ancak Venizelos isyancıların bu talebine Yunanistan’ın içerisinde bulunduğu kritik
koşulları ve özellikle böylesi bir gelişmeye izin verilmesi halinde kesin olarak
Osmanlı Devleti ile savaşa girileceği ve bunun her iki taraf için de büyük bir felaket
olabileceği gerekçesini öne sürerek karşı çıktı. İki taraf arasındaki görüş ayrılığı
nedeniyle kriz giderek büyüdü ve kısa bir süre içerisinde Büyük Devletlerin de dâhil
olduğu uluslararası bir meseleye dönüştü. Bir Osmanlı-Yunan Savaşının
çıkmasından endişe duyan İngiltere ve Fransa adadaki isyan durumu ve Enosis
ısrarının devam etmesi halinde adaya askeri olarak müdahale edileceği tehdidinde
bulunurken, Venizelos’un tüm ikna girişimlerine rağmen 1911 yılı sonu ve 1912 yılı
Nisan ayında isyancılar iki kez milletvekillerini Atina’ya gönderme girişiminde
bulundu. Ancak bu girişimler Yunanistan ve Büyük Devletlerin engellemesi
nedeniyle başarısızlıkla sonuçlandı. Yunan parlamentosuna dâhil olabilmek için
isyancıların Balkan Savaşları’nı beklemesi gerekecekti. Bu çalışmanın amacı 1910
yılından Yunanistan’da Venizelos Hükümetinin milletvekillerini parlamentoya kabul
ettiği Ekim 1912 yılına kadar geçen süreçte Atina ve Hanya arasında yaşanan
gelişmeleri incelemektir. Çalışma ağırlıklı olarak Yunan ve İngiliz Dışişleri
Bakanlığı arşiv belgelerine dayanmaktadır.