Milli Mücadele’nin önderi Mustafa Kemal Paşa, kongreler döneminde Milli Mücadele’nin felsefesini “milli iradeyi hakim kılmak” şeklinde belirlemiş ve bu doğrultuda Milli Mücadele, bir meclis aracılığıyla yürütülmüştü. Bu yaklaşım savaştan sonra da sürdürülmüş ve milli irade anlayışı Cumhuriyet yönetimi ile taçlandırılmıştır. Bu çalışmada, Mustafa Kemal Paşa ile birlikte ülke siyaseti için önemli bir yer tutmaya başladığı anlaşılan milli irade felsefenin niteliklerini tespit etmek amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda hareket eden çalışma bu milli irade anlayışının, Aydınlanma dönemi düşünürü olan Jean-Jacques Rousseau’nun genel irade yaklaşımından esinlenip, esinlenmediği ile özgürlük ve demokrasi açısından nasıl bir yaklaşıma sahip olduğu sorunsallarını irdelemeye çalışmıştır. Bu bağlamda ilk olarak Rousseau’nun genel irade felsefesini ortaya koyduğu temel eserler ile Mustafa Kemal Paşa’nın milli irade anlayışına yönelik söylemlerini içeren yayınlar esas alınarak, karşılaştırmalı, analitik bir inceleme yapılmış, ardından da konu üzerindeki çeşitli araştırmalardan yararlanılarak milli/genel irade kavramının demokrasi-hürriyet tartışmasında durduğu pozisyon tartışılmaya çalışılmıştır. Bu değerlendirmeler sonucunda Rousseau’nun genel irade ve Atatürk’ün milli irade kavramları arasında çeşitli yönler bakımından benzerlikler olduğu tespit edilmiş ve bu düşüncelerin liberal bir demokrasi olmasa da cumhuriyetçi bir demokrasinin parçası olduğu ileri sürülmüştür.
Atatürk Demokrasi Genel İrade Jean-Jacques Rousseau Milli Egemenlik Milli İrade
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Mayıs 2021 |
Gönderilme Tarihi | 27 Ekim 2020 |
Kabul Tarihi | 6 Nisan 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 68 |
Journal of Atatürk Yolu is licensed under CC BY-NC-ND 4.0