Geçtiğimiz yüzyıl içerisinde tarifi zor sonuçlar doğuran iki büyük savaş felaketi yaşanmıştır. Savaşın yarattığı büyük yıkım ve zayiattan gelecek kuşakları korumak amacıyla kurulan Birleşmiş Milletler (BM) Örgütü’nün temel amacı, uluslararası barış ve güvenliği sağlamaktır.
Özellikle II. Dünya Savaşı sonrası koşulların etkisiyle işlemez hale gelen ortak güvenlik sisteminde meydana gelen boşluğu doldurmak üzere geliştirilen barışı koruma mekanizması kapsamında icra edilen Barışı Destekleme Harekâtları, geçici bir tedbir olarak uygulanmaya başlanmış, fakat zamanla BM Örgütü’nün devamlı ve vazgeçilmez siyaseti halini almıştır.
Yugoslavya’yı oluşturan cumhuriyetlerin bağımsızlıklarını ilan etmeleri sonrasında başlayan etnik çatışmalar ve özellikle Bosna-Hersek’in bağımsızlığını ilanı sonrası artan şiddet olayları neticesinde, uluslararası toplum tarafından BM Barış Gücü misyonu bölgede görevlendirilmiştir.
Türkiye; dünyada yaşanan gelişmeler neticesinde meydana gelen gerginlik ve çatışmaların çözümünde barışçıl, kalıcı ve adil yollara başvurulmasının önemine inanmaktadır. Bu kapsamda; Balkanlar bölgesinde yaşanan çatışmalar ve istikrarsız ortama kayıtsız kalamayan, aynı zamanda bölge ile tarihi ve kültürel bağları bulunan Türkiye, Bosna-Hersek’te yürütülen Barışı Destekleme Harekâtları’na katılım sağlamıştır.
Türkiye; otuz yıla yakın süredir Bosna-Hersek’te icra edilen Barışı Destekleme Harekâtları’na iştirak ederek, buradaki tüm etnik grupların barış ve istikrar içerisinde yaşayabilecekleri bir ortamın oluşmasına katkıda bulunmaktadır.
Bu makale, Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü'nde 2013 tarihinde tamamlanan "Bosna-Hersek Örneğinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin Barışı Destekleme Harekâtları" isimli Yüksek Lisans Tezi'nden üretilmiştir.
There have been two major war disasters in the last century, with consequences that are difficult to describe. The main purpose of the United Nations (UN) Organization, which was established to protect future generations from the great destruction and casualties caused by war, is to ensure international peace and security.
Peace Support Operations, which were carried out within the scope of the peacekeeping mechanism developed to fill the gap in the common security system, which became dysfunctional due to the post-World War II conditions, started to be implemented as a temporary measure, but in time it became a permanent and indispensable policy of the UN Organization.
As a result of the ethnic conflicts that started after the declaration of independence of the republics that made up Yugoslavia and the increasing violence, especially after the declaration of independence of Bosnia-Herzegovina, the UN Peacekeeping Mission was deployed in the region by the international community.
Turkey believes in the importance of resorting to peaceful, lasting and just means to resolve the tensions and conflicts that arise as a result of the developments in the world. In this context, Turkey, which cannot remain indifferent to the conflicts and instability in the Balkans region and has historical and cultural ties with the region, participated in the Peacekeeping Operations in Bosnia-Herzegovina.
Turkey has been participating in Peacekeeping Operations in Bosnia-Herzegovina for nearly three decades, contributing to the creation of an environment in which all ethnic groups can live in peace and stability.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkiye Cumhuriyeti Tarihi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 11 Kasım 2024 |
Gönderilme Tarihi | 2 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 17 Ekim 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 75 |
Journal of Atatürk Yolu is licensed under CC BY-NC-ND 4.0