Eugenics refers to the practice of increasing the number of desirable elements within a population, such as those deemed physically and intellectually healthy, while decreasing the number of undesired individuals, such as those who are weak, unhealthy, or disabled. According to the field of anthropology, eugenics encompasses all practical and conceptual approaches aimed at creating a society or race free from diseases and deficiencies in every sense. From the early 20th century until the end of World War II, eugenics was debated and applied in various forms across many countries, with both positive and negative aspects. Turkey was one of the countries where eugenic policies were discussed and implemented during this period. The concept of eugenics began to be intensely debated by intellectuals and scientists in Turkey starting from the Second Constitutional Era. Compared to the Second Constitutional Era, it is evident that eugenic practices were also carried out as part of anthropological research during the Early Republican Period. In this context, cranial measurements, anthropometric surveys, and blood group studies conducted under the Turkish Anthropology Institute represented a much more comprehensive practice of eugenics compared to many other states of the time. The aim of this study is to elucidate the eugenic policies implemented in the field of anthropology in Early Republican Turkey and to determine the purposes behind these policies. Additionally, the study examines whether these eugenic practices in the field of anthropology were perceived as negative or positive.
Öjeni, nüfusun beden ve zekâ bakımından sağlıklı unsurlarının yani makbul görülenlerin sayısını arttırırken güçsüz, sağlıksız ve engelli gibi istenmeyen insanların sayısını azaltmak anlamına gelmektedir. Antropoloji bilimine göre ise öjeni, her anlamda hastalıklardan arındırılmış ve sağaltılmış insan toplumunu ya da ırkı yaratmayı amaçlayan pratik ve kavramsal yaklaşımların tümüne verilen isimdir. 20. yüzyılın başından II. Dünya Savaşı’nın sonuna kadar öjeni, birçok ülkede tartışıldı ve pozitif ve negatif yönleriyle farklı alanlarda uygulandı. Söz konusu dönemde öjenik politikaların tartışıldığı ve çeşitli sahalarda uygulamaya konulduğu ülkelerden biri de Türkiye’ydi. Öjeni düşüncesi II. Meşrutiyet Dönemi’nden itibaren Türkiye’de aydınlar ve bilim insanları tarafından farklı boyutlarıyla yoğun olarak tartışılmaya başlandı. II. Meşrutiyet Dönemi’ne kıyasla Erken Cumhuriyet Dönemi’nde antropoloji çalışmalarının da bir öjeni pratiği olarak yapıldığı görülmektedir. Bu doğrultuda Türk Antropoloji Müessesesi bünyesinde yapılan kafatası ölçümleri, antropometrik anketler ve kan grubu incelemeleri dönemin birçok devletiyle kıyaslandığında çok daha geniş kapsamlı birer öjeni pratiğiydi. Bu çalışmanın amacı da Erken Cumhuriyet Dönemi Türkiye’sinde antropoloji alanında uygulanan öjenik politikaların neler olduğunu ve hangi amaçlarla hayata geçirildiğini ortaya koymaktır. Ayrıca çalışmada antropoloji alanındaki söz konusu öjeni pratiklerinin negatif mi yoksa pozitif mi olduğu da sorgulanmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkiye Cumhuriyeti Tarihi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 11 Kasım 2024 |
Gönderilme Tarihi | 16 Eylül 2024 |
Kabul Tarihi | 17 Ekim 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 75 |
Journal of Atatürk Yolu is licensed under CC BY-NC-ND 4.0