İslâm, insanlığa yeni bir hayat sunmuş ve
bu dinin muhatapları için genel ilkeler vaz‘ etmiştir. Toplumun
karşılaşabileceği kimi sorunlara temel esaslara bağlı kalınarak çözüm yolları
göstermiştir. Bunun da sorumluluğunu âlimlere yüklemiştir. İctihad bu çözüm
faaliyetine verilen bir isimdir. Bir müctehidin ictihatta bulunurken asgari
olarak taşıması gereken bazı nitelikler vardır. Müctehid, meseleyi ele alırken
göz önünde bulundurması gereken kaynakların başında Kur’an ve onun tebyîn ve
tefsiri olan hadisler gelmektedir. Nassın sarihinde yer almayan hükmün istinbâtı
için bu iki nassa başvurması gerekir.
Hadislerin tesbît, tashîh ve tad‘îfinin ictihad
semeresi olması, muhtelif fetvaların ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır.
Nitekim bir müctehide göre, sahih olan hadis bir diğer müctehide göre sahih
olmayabilir. Farklı bakış açısının farklı sonuçlar doğurması tabiîdir. Bu
nedenle farklı hüküm beyan eden bir müctehidin kınanması ictihadın tabiatına
aykırı olmasından ötürü doğru değildir.
İbn
Teymiyye, naslara muhalefet edenlere karşı sertliği ile bilinen bir âlimdir.
Ancak yazdığı eser olan Ref‘u’l-melâm’da müctehid imamların hadislere
aykırı olan fetvalarına karşın onları savunmaktadır. Bu çalışmada İbn
Teymiyye’nin “âlimlerin savunusu” sayılacak mezkûr çalışmasını baz alarak
hadislerin terkinde âlimlerin mazur sayılması yönündeki yaklaşımı ele
alınacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 5 Sayı: 2 |
Artuklu Akademi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.