Ma’rûf, iyi ve hayırlı olan, akıl ve yaratılış bakımından güzel görünen her şeyin ismidir. Türk İslâm dünyasının önemli âlimi Mâtürîdî (ö.333/944) ma’rûfu, aklın güzel gördüğü ve kabul ettiği, dinin benimsediği, temiz tabiatlı insanların uygun ve makul gördüğü şeyler olarak anlamlandırır. Kur’ân’da hangi davranışın ma’rûf olduğu konusunda bir tahsis yoluna gidilmemesi, ma’rûfun dinin yapılmasını istediği ve tavsiye ettiği, insanların makul ve güzel gördüğü şeyleri kapsadığını gösterir. Kur’ân’da geçen “ma’rûf itaat” gerçek anlamda hem söz hem de eylem ile bilinen doğru bir itaattir. “Ma’rûf söz”, gönül alıcı kalpten söylenen, hak, doğru, yumuşak, nazik ve güzel bir sözü ifade eder. Allah Hz. Peygamber’e ma’rûfu emreder, evlilik sözleşmesinde kadına mehrin ma’rûfa uygun verilmesini, âile’de ma’rûf geçim olmasını, vasiyetin ma’rûfa göre yapılmasını, evladın anne baba’ya ma’rûf davranmasını ister. Ma’rûf çözüm istihsan; çeşitli psiko sosyal problemler karşısında konuyu âdil, ma’kul, ve fıtrata uygun çözümlemedir. Bunlar akıl, vicdan, adâlet, doğruluk ve estetik temelinde imân, hak ve hikmetlerin insanlara sunulmasıdır. Aynı zamanda akıl ve vicdanın kabul ettiği inanç, değer ve hükümlerin dikkate alınmasını, hikmet ve hakikatlerin âdil, iyi ve çağdaş metodlarla anlatılması ve öğretilmesidir. Psiko sosyal hayatın canlılığı ferdin akıl, irâde ve duygu içerikli ma’rûf eylemleriyle olduğu gibi imân ve tevhid gibi unsurların hayatın her alanında yaşayabilmesi de ma’rûf içerikli psiko sosyal eylemlerle sağlanabilir. Akıllı insanın ma’rûfu yapması münkerden uzak durması yaratılış hikmeti ve kulluk görevidir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 7 Sayı: 9 |