Bugün dünya dinleri içerisinde mensubu bakımından ilk sırada yer alan Hıristiyanlığın mabedi olan kilise, mimari bir yapı olarak ilk defa miladi IV. yüzyılda Roma İmparatorluğu’nun Hıristiyanlığı resmi din olarak kabulüyle beraber ortaya çıkmaya başlamıştır. Esasen Hıristiyanlık, ilk çıktığı dönem Yahudilik içinde heretik bir akım olarak kabul ediliyordu. Hz. İsa yaşadığı sürece tebliğini Yahudilere yapmıştı. Kendisinin bizzat seçerek yanına aldığı ve ilk Hıristiyan cemaatin çekirdeğini oluşturan havariler de birer Yahudi idiler. Diğer Yahudiler gibi düzenli olarak Kudüs’teki Mabede gidiyor ve ibadetlerini yapıyorlardı. İnanç ve ibadet konusunda olduğu gibi mabet konusunda da onlardan bir farkları yoktu. Gerek Hz.İsa döneminde gerekse havariler döneminde yeni bir mabet arayışına ve inşasına gidilmemişti. Hz. İsa, elçilerini misyon faaliyeti için Kudüs dışındaki Yahudilere de göndermişti. İsa’nın çarmıha gerilme hadisesinden sonra da bu misyon faaliyetleri devam etmiş, havariler gerek Kudüs’te gerekse Filipi, Korint, Roma, Efes, Antakya, Laodikya (Denizli) ve Troas (Çanakkale) gibi Roma İmparatorluğu’nun farklı şehirlerinde öğretiyi yaymaya devam etmişlerdi.
Bu çalışmanın amacı, havarilerin misyon faaliyetlerinde kullandıkları mekanları ve havariler dönemindeki mabet anlayışını açıklamaktır. Özellikle Yeni Ahit’te işaret edilen ev kiliseleri çalışmamızın temel konusunu oluşturmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Temmuz 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 9 Sayı: 3 |