İslam dünyasında Ebû Mûsâ Câbir b. Ḥayyân’dan (ö. 200/815) sonra üretilen en büyük simya külliyatının yazarı olan İzzeddin Aydemir b. Âli el-Cildekî (ö.762/1360) gölgede kalmış ve büyük ölçüde unutulmuş bir figürdür. Büyük elkimya alimi Câbir b. Hayyan’ın izinde elkimya geleneğini takip eden Cildekî’nin sisteminde de temel hedeflerden biri doğadaki mükemmelliğe insan aklında, bedeninde, ruhunda ve maddeler âleminde de ulaşmaktır. Doğayı taklit etme işi olarak elkimyanın amacı da hem maddeler âleminde hem de nefs âleminde mükemmel olana ulaşmaktır. Bu sebeple Cildekî’nin sadece teorik bilgiye dayanmayan, deneyleri kendi başına yapan tecrübi bir yöntemi vardır. Meselâ Câbir b. Hayyân’a atfedilen eserlerden ve diğer bazı çalışmalardan nakillerde bulunarak altın-gümüş alaşımından gümüşü ayırmak için nitrik asit kullanılması gerektiğini bildirmiş, bu arada da söz konusu reaksiyonun maddelerin belirli ağırlıklarda olması halinde gerçekleşebileceği kanaatinde olduğunu açıklamıştır. Böylece Câbir gibi elkimyada deneysel metoda ve nicelik anlayışının önemine değinerek elkimyanın pratik yönüne dikkati çekmiştir. Çalışmamızda Câbir’in elkimya mirasını devralan elkimya alimlerinden Cildekî’nin çalışmaları üzerinden, İslam Medeniyetinde elkimya faaliyetlerinin Câbir’den sonraki süreçte değişimi ve dönüşümü üzerine bir değerlendirme yapılacak, Cildekî’nin İslam elkimya tarihindeki yeri araştırılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Bilim Tarihi |
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 18 Ekim 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 10 Sayı: 4 |