Savunma, ülkelerin bağımsızlığı, halkın güvenliği açısından önem arz etmektedir. Devletin en önemli görevlerinin başında ise halkının güveni, refahı ve huzurunu sağlamak yer almaktadır. Devletler bu görevini yârine getirmek için kendi savunma sistemlerini geliştirmek zorundadır. Savunma sanayini geliştiremeyen devletler ihtiyacı olan silah, mühimmat ve teçhizatı dış kaynaklardan temin etmek zorunda kalmaktadır. Bu durum ise silah sistemlerini ithal eden ülkeyi dışa bağımlı kılmakta, ithal edilen savunma sistemlerinin tedarikçi ülke istekleri doğrultusunda kullanılmasına neden olabilmektedir. Benzer durumu Türkiye Kıbrıs Barış Harekâtı ve terörle mücadelede yaşamıştır.
Kıbrıs Barış Harekâtı sonrası Türkiye’ye uygulanan ambargolar yerli savunma sanayiinin öneminin anlaşılmasına neden olmuştur. Türkiye bu tarihten itibaren savunma sanayii alanında ilerlemeler kaydetmiş, günümüzde savunma sistemlerindeki yerlilik oranı %80 seviyesine ulaşmıştır. Savunma sanayiindeki gelişmeler savunma sanayii ile bağlantılı olan diğer sanayi dallarının da gelişmesine katkı sağlamıştır. Türkiye’nin savunma sanayii ürünleri ithalatı azalmış, özellikle İHA ve SİHA alanındaki başarıları Türkiye’yi savunma sistemleri ihraç eden ülke konumuna getirmiştir. Bu durum ise hem ülkemizin kalkınmasına, hem de cari işlemler açığının azalmasına olumlu katkı sağlamıştır. Savunma sanayii alanında faaliyet gösteren firmaların istihdam ettiği kişi sayısı ise her geçen gün artmaktadır. Bunları bir bütün olarak değerlendirdiğimizde savunma sanayii dünyanın gelişmiş ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’nin de ekonomik kalkınmasına, diğer sanayi dallarının gelişmesine, istihdamın artmasına ve cari işlemler açığının azaltılmasına önemli katkılar sağlamaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kamu Ekonomisi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ekim 2024 |
Gönderilme Tarihi | 20 Eylül 2024 |
Kabul Tarihi | 27 Ekim 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 11 Sayı: 4 |