Cevherler,
insanoğlunun var olmasından beri dikkatini çekmiş değerli veya yarı değerli
taşlardır. Cevherlerin adlarından, renklerinden, özelliklerinden ve insan
sağlığı açısından faydalarından bahseden eserler olan cevher-nâmeler genellikle
mensûr olarak yazılmışlardır. İlk örneklerine Eski Yunan ve Roma’da rastlanılan
cevher-nâmelerin yazılış tarihleri oldukça eskidir. Sonraki dönemlerde Arap ve
Fars ilim adamlarınca da yazılan bu eserlerin dilimize çevrilmesi Osmanlı
Dönemi’nde gerçekleşmiştir.
Bu
çalışmada, Garsü’d-dîn Ahmed b. İbrahîm b. el-Nakîb el-Halebî (ö. 1563)’nin
oğlu olan Muhammed bin Garsü’d-dîn el-Halebî tarafından tercüme edilen bir
cevher-nâme tanıtılacaktır. Berlin’de Almanya Millî Kütüphanesi, Türkçe
Yazmaları Kataloğu, Ms. or. oct. 1625 arşiv numarasında kayıtlı olan eser, Hermes’in
Arapça cevher-nâmesinden tercüme edilerek II. Selim’e sunulmuştur. Harekesiz
nesihle yazılan eser 36 yaprak, 17 satırdır. Eserin tercüme kısmı yakut, inci,
bâd-zehr, zeberced, zümürrüd, elmas, dehnec, mıknatıs, altın, becâzî, gümüş,
mercan akîk, mehî, kezek, yesb, lâcûd (lâcüverd), ciz’, nuhâs, sünpâre,
sendalûz olmak üzere 21 bâb olup pîrûze, kehrübâr, lâl-i bedahşî, benefs, yeşim,
cemest başlıklarında 6 fasıl da Garsü’d-dîn el-Halebî tarafından eklenmiştir. Her bâb farklı sayılarda fasıllardan
oluşmaktadır. Eserde yer alan cevherler yazar tarafından ayrıntılı olarak
açıklanmıştır. Eserin yazarı Muhammed bin Garsü’d-dîn el-Halebî hakkında
kaynaklarda çok az bilgiye ulaşılabilmiştir. Eserin II. Selim’e sunulduğundan
hareketle 16. yüzyılda yazıldığı anlaşılmaktadır.
Çalışmamızda
“Cevher-nâme” adlı bu eseri tanıtılarak eserin yazım ve dil özellikleri
hakkında bilgi verilecektir.
Cevher Cevher-nâme Muhammed bin Garsü’d-dîn el-Halebî 16. yüzyıl osmanlı türkçesi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Haziran 2018 |
Gönderilme Tarihi | 6 Mayıs 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 2 Sayı: 3 |
ISSN: (online) 2602-2567