Migration, defined as the displacement of
individuals or societies by the impulse of economic, social and political
reasons, has had a power that has significantly changed and transformed the
lives of individuals and societies. Migration can be a choice made by
individuals or societies on their own accord, or it can also be a necessity
created by negativity. Social political pressures, natural disasters,
insecurity about life and property are prominent in forced migrations, while
individuals ' self-directed migrations aim to achieve better living conditions.
When we look at the history of the Kyrgyz,
which is a long-established Turkish dimension, we see seasonal migrations,
which are the result of the migratory lifestyle, as well as forced migration
events caused by enemy attacks. The Kyrgyz Turks who settled in the vicinity of
the God Mountains were unable to find a permanent home in this region, and
political events caused them to leave their homes and emigrate from time to
time. These forced migrations, which brought destruction, cruelty and disgrace,
left deep traces in the imagination of the Kyrgyz people. These historical
realities, which work in the subconscious of the people, are also reflected in
the epics that are the mirror of the histories of societies.
In this study, the phenomenon of “migration”,
which is reflected in the history of Kyrgyz Turks, is discussed. The Kyrgyz
epics vividly depict the migration of the enemy or the emigration of the enemy,
seasonal migrations, social migrations, migrations that occur as a result of a
disaster. The process of migration in the epics reveals the subconscious
effects of the migrations in the historical process of Kyrgyz Turks.
İktisadi, sosyal ve siyasi sebeplerin
etkisiyle bireylerin yahut toplumların yer değiştirmesi şeklinde tanımlanan
göç, bireylerin ve toplumların yaşamlarını önemli ölçüde değiştiren, dönüştüren
bir güce sahip olmuştur. Göç, bireylerin ya da toplumların kendi istekleriyle
gerçekleşen bir seçim olabileceği gibi olumsuzlukların meydana getirdiği bir
zorunluluk olarak da ortaya çıkabilir. Bireylerin kendi isteği ile
gerçekleştirdiği göçlerde daha iyi yaşam koşullarına ulaşmak amaçlanırken
zorunlu göçlerde sosyal siyasal baskılar, doğal afetler, can ve mala dair
emniyetsizlik gibi nedenler öne çıkar.
Köklü bir Türk boyu olan Kırgızların tarihine
bakıldığında konargöçer/göçerevli yaşam tarzının bir neticesi olan mevsimlik
göçlerin yanı sıra düşman saldırılarının neden olduğu zorunlu göç hadiseleri de
görülür. Tanrı Dağları civarına yerleşen Kırgız Türkleri bu bölgede kalıcı bir
yurt tutamamış, yaşanan siyasal olaylar onların zaman zaman yurtlarını terk
ederek göç etmelerine neden olmuştur. Yıkımı, zulmeti ve zilleti getiren bu
zorunlu göçler Kırgız halkının muhayyilesinde derin izler bırakmıştır. Halkın
bilinçaltına işleyen bu tarihsel gerçeklikler toplumların tarihlerinin aynası
hükmünde olan destanlara da yansımıştır.
Bu çalışmada Kırgız Türklerinin tarihinden
destanlarına yansıyan “göç” olgusu ele alınmıştır. Kırgız destanlarında
düşmanın göçe maruz bırakması veya düşmanı göç ettirme, mevsimlik göçler,
sosyal sebepli göçler, bir felaket neticesinde meydana gelen göçler canlı bir
şekilde tasvir edilmektedir. Destanlarda göç olgusunun işlenişi tarihsel süreç
içerisinde yaşanan göçlerin Kırgız Türklerinin bilinçaltında oluşturduğu
etkileri ortaya koymaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 21 Ekim 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 6 |
ISSN: (online) 2602-2567