İnsan yaşamının temel unsurlarından biri olan su, yaşamın devamlılığını sağlarken, ilk çağlardan beri kurulan yerleşimlerin gelişiminde etkili olmuştur. Bugüne kadar yapılan arkeolojik araştırmalar, suyun yerleşmelerin fiziksel biçimlenmesine yön vermesinde sahip olduğu yaşamsal önemin yanısıra, ona yüklenen dinsel anlamların da etkili olduğuna işaret etmektedir.
İnsanlık tarihinin en erken yerleşmelerinin geliştiği Anadolu, aynı zamanda dünyanın ilk su yapısı örneklerinin de ortaya çıktığı coğrafya olmuştur. Bu çalışma ilk olarak Anadolu`nun Helenistik Dönem öncesi kurulan ilk yerleşmelerinde su ve yerleşme ilişkisini ele almaktadır. Bununla birlikte bu yerleşmelerde yüzey ve yeraltı sularının kullanıldığı sarnıç, kanal, kuyu, kaynak mağara, baraj, gölet, havuz ve çeşme gibi tipolojik çeşitlenme gösteren Anadolu`nun ilk su yapılarını kronolojik bir düzende incelemektedir. Daha sonra ise Amasya`da Helenistik dönem öncesi yerleşmelerinin yüzey ve yeraltı sularının zengin olduğu alanlarda kurulduğunu ortaya koyarak, bu dönemde inşa edilmiş olabileceği tespit edilen ve literatürde hakkında bilgi bulunmayan su yapılarını tanıtmaktadır. Anadolu ve Amasya özelinde Anadolu`da ortaya konan ilk su mimarisi örneklerinde dinsel etkilerin olabileceğini tartışmaktadır.
Water, which is one of the basic elements of human life, has been effective in the development of settlements established since ancient times while ensuring the continuity of life. Archaeological research carried out to date indicates that besides the vital importance of water in directing the physical formation of settlements, the religious meanings attributed to it are also effective.
Anatolia, where the earliest settlements in the history of humanity developed, was also the geography where the world's first examples of water structures emerged. This study firstly deals with the relationship between water and settlement in Anatolia's first settlements established before the Hellenistic Period. In addition, it examines the first water structures of Anatolia, which show typological diversity such as cisterns, canals, wells, spring caves, dams, ponds, pools, and fountains, where surface and underground waters are used in these settlements, in chronological order. Then, it introduces the water structures that were determined to be built in this period and there is no information in the literature, revealing that the pre-Hellenistic settlements in Amasya were established in areas with rich surface and underground waters. Also, argues that there may be religious influences in the first examples of water architecture in Anatolia and Amasya.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Eylül 2022 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2022 |
Gönderilme Tarihi | 31 Temmuz 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: Özel sayı: Amasya Özel Sayısı |
ISSN: (online) 2602-2567