Güvenlik kavramı
uluslararası ilişkilerin önemli çalışma alanlarından birisidir. Her ne kadar
güvenlik konusundaki kavramsal çalışmalar son dönemlere kadar ihmal edilmiş
olsa da bu alandaki çalışmalar II. Dünya Savaşı sonrasında başlamıştır. Bu
çerçevede Soğuk Savaş boyunca hakim olan klasik güvenlik anlayışı çerçevesinde
düşman devlet- ideoloji tanımlaması üzerinden devletin güvenliğini öncülleyen
bir anlayış içerisinde ulusal güvenlik tanımlanmıştır. Bu tanımlama içerisinde
devletler güvenliği uluslararası alanda ülke sınırlarının düşman işgalinden
korunması ve egemenliğin muhafazası şeklinde kabul etmişler, ulusal alanda ise
organize suç, terör gibi tehditlere karşı asayişin temini anlayışı üzerinden
güvenlik çalışmalarına yaklaşmışlardır. 1980’lerle birlikte bu durum değişmeye
başlamıştır. Soğuk Savaşın bitiminde küreselleşme olgusunun da etkisi ile
ulusal/uluslararası güvenliğe yönelik yeni tehditler ortaya çıkmıştır. Kendi içerisinde tezatlıklarla
ilerleyen küreselleşme kavramı en başta dünya genelinde varlıklı ile yoksul
kesimler/uluslar arasındaki farkı büyüterek günümüz dünyasının eskisine nazaran
daha fazla tehdidi içinde barındıran, istikrarsız bir hale gelmesine neden
olmuştur. Yeni tehditlerin ortaya çıkmasında önemli bir faktör olan
küreselleşme olgusunun gelişimi ulusal güvenliğin tanımlanması üzerinde
önümüzdeki dönemlerde etki sahibi olmaya devam edecektir
Uluslararası Güvenlik Küreselleşme Klasik Güvenlik Yeni Güvenlik Yeni Tehditler
The concept of security is one of the important fields of study of
international relations. Although conceptual studies on security have been
neglected until recently, security studies started after World War II. Within
the framework of the classical security concept that prevailed during the Cold
War, national security was defined in an understanding that pioneered the
security of the state through the definition of enemy state-ideology. In this
definition, states accepted security as protection of the borders of countries
from enemy occupation and preservation of sovereignty in the international
arena, on the other hand, they approached the security activities in the
national field through the understanding of the provision of public order
against threats such as organized crime and terror. With
the 1980s, this situation began to change. With the effect of globalization at
the end of the Cold War, new threats to national / international security
emerged. The concept of globalization, which proceeds in contradictions within
itself, has enlarged the difference between the wealthy and poor sectors /
nations in the world and has made today's world more unstable, with more
threats than before. The development of globalization, which is an important
factor in the emergence of new threats, will continue to have an impact on the
definition of national security in the coming periods.
International Security Globalization Classical Security New Security New Threats
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 13 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 14 Kasım 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 6 Sayı: 15 |
ASSAM-UHAD Nisan ve Kasım aylarında yayınlanan süreli ve elektronik basımı yapılan, uluslararası indeksli hakemli bir dergidir.