Literature, which takes the individual as its center, is the common memory and conscience of humanity. A human being is a difficult entity to describe with her emotions, thoughts and a complex world of mind. The novel is a mirror of cultural, social change and transformation with its feature of giving human reality in a long-term fiction within literary genres and making full use of the possibilities of the narrative world. As a genre that continues to form itself, the strength of the novel lies in updating itself in parallel to the surprising speed of modern life, which other literary genres cannot. Since the birth of the novel in Turkish literature, our writers have paid attention to explain the human and its world to the extent that the art of the novel provides them. Ayşe Kulin, who is one of the important names of today's Turkish novel, draws attention with her attitude telling women as the witness and voice of her age in her novels. The Gece Sesleri novel gives the economic, social and cultural conditions of the period in which the cases pass, with the original perspective of the novelist and places the panorama of the historical time as a background for her novel.The sexist understanding, which is widely seen in social life, shows the most pronounced attitude of violence and othering towards women with the cultural basis of our traditional culture. Although the phenomenon of violence against women is examined by other disciplines, it is studied on the basis of a social sensitivity in the novel, which is a modern literary genre that narrates people. In this article, it is aimed to create an awareness of the woman who is an important object in the world of meaning by examining the different dimensions of violence against women in the work called Gece Sesleri.
Bireyi kendisine merkez olarak alan edebiyat, insanlığın ortak hafızası ve vicdanıdır. İnsan ise duyguları, düşünceleri ve karmaşık zihin dünyasıyla tanımlanması zor bir varlıktır. Roman, edebî türler içinde insan gerçekliğini uzun soluklu bir kurgu içinde vermesi ve anlatı dünyasının imkânlarından sonuna kadar faydalanması özelliğiyle kültürel, toplumsal değişim ve dönüşümün bir aynası niteliğindedir. Kendini oluşturmaya devam eden bir tür olarak romanın gücü, diğer edebî türlerin yapamadığı, kendini modern yaşamın şaşırtıcı hızına koşut bir şekilde güncellemesinde yatar. Türk edebiyatında romanın doğuşundan itibaren yazarlarımız, insanı ve onun dünyasını roman sanatının kendilerine sağladığı imkânlar ölçüsünde anlatmaya özen göstermişlerdir. Günümüz Türk romanının önemli isimlerinden olan Ayşe Kulin de romanlarında çağının tanığı ve sesi olarak, kadınları anlatan tutumuyla dikkati çekmektedir. Gece Sesleri romanı, vakaların geçtiği dönemin ekonomik, sosyal, kültürel koşullarını romancının özgün bakış açısıyla verirken tarihsel zamanın panoramasını da romanına bir arka plan olarak yerleştirmektedir.Toplum hayatında yaygın olarak görülen cinsiyetçi anlayış, geleneksel kültürümüzün de bu anlayışa sağladığı kültürel dayanakla en belirgin tavrını kadına yönelik şiddet ve ötekileştirme olgusunda göstermektedir. Kadına yönelik şiddet olgusu diğer bilim dalları tarafından da incelenmekle beraber insanı anlatan modern bir edebî tür olan romanda, toplumsal bir duyarlık temelinde işlenmektedir. Bu yazıda, Gece Sesleri adlı eserde kadına yönelik olarak gerçekleştirilen şiddetin değişik boyutları incelenerek romanın anlam dünyası içinde önemli bir nesne konumunda olan kadına dair bir farkındalık oluşturmak hedeflenmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2020 |
Gönderilme Tarihi | 11 Mayıs 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 |
Asya Studies dergisinde yer alan eserler Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.