Mankind has always been interested in movable or immovable works
that have been left of the communities before me for various reasons in every
period of history. This interest and relevance has sometimes been related to
the love of art and culture, and sometimes to religious beliefs, ancestral cult
or respect for the past. The Ottoman Empire, which was founded on the Anatolian
territory, which was rich in cultural aspects and hosted many civilizations,
tried to protect the antiquities from the societies that lived before it
according to the principles of Islamic Fiqh. In the beginning, the conservation
efforts that started in accordance with the principles of Islamic Fiqh were
tried to be regulated with the regulations prepared considering the
developments in Europe since the beginning of the 19th century. In this context
the Ottoman Empire in 1869, 1874 in 1884 and later legal regulations for the
protection of antiquities in a long time with the regulation prepared in 1906,
which will be used by the Republic of Turkey has made. Archeological excavations
have been carried out in various parts of the Ottoman geography in order to
protect the antiquities on their lands and to prevent them from being smuggled
abroad.
In this study, general evaluations will be made by considering
how and in what way the understanding of the Ottoman Empire was born, the
development of the antiquities policies and the processes that they have gone
through, the studies conducted in line with these policies and the results of
these studies.
İnsanoğlu tarihin her döneminde kendinden önce yaşım
topluluklardan kalan taşınır veya taşınmaz eserlere karşı her zaman çeşitli
nedenlerden dolayı ilgi duymuştur. Bu ilgi ve alaka kimi zaman sanat ve kültür
sevgisiyle kimi zamanda dini inanışlar, atalar kültüne ya da geçmişe olan saygı
ile alakalı olmuştur. Kültürel yönden oldukça zengin olan ve birçok medeniyete
ev sahipliği yapmış Anadolu topraklarında kurulan Osmanlı Devleti kendinden
önce yaşamış toplumlardan kalan eski eserleri İslam Fıkhı’nın esaslarına göre
korumaya çalışmıştır. Başlangıçta İslam Fıkıh esaslarına göre başlayan koruma
çabaları 19. Yüzyılın başlarından itibaren Avrupa’da yaşanan gelişmeler göz
önüne alınarak hazırlanan Nizamnamelerle düzenlenmeye çalışılmıştır. Osmanlı
Devleti bu kapsamda 1869, 1874, 1884 yıllarında ve daha sonraları Türkiye
Cumhuriyeti tarafından da uzun bir süre kullanılacak olan 1906 yılında hazırladığı
Nizamnameler ile eski eserlerin korunmasına yönelik hukuki düzenlemeler
yapmıştır. Toprakları üzerinde yer alan eski eserlerin korunması ve yurtdışına
kaçırılmasını önlemek amacıyla Osmanlı coğrafyasının çeşitli bölgelerinde
arkeolojik kazılar yapılmış, bu kazılardan çıkarılan tarihi eserler başta
başkent İstanbul olmak üzere Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde kurulan müzelere taşıyarak
korunmaya çalışılmıştır.
Bu çalışmamızda Osmanlı Devletin’nin eski eser anlayışının nasıl
ve ne şekilde doğduğu, eski eser politikalarının gelişimi ve hangi süreçlerden
geçtiği, bu politikalar doğrultusunda yapılmış olan çalışmalar ve bu
çalışmaların sonuçları ele alınarak genel değerlendirmeler yapılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2019 |
Gönderilme Tarihi | 24 Mayıs 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 2 Sayı: 8 |
Asya Studies dergisinde yer alan eserler Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.