ortaya çıkan yeni koşullar ve değişen politikalara bağlı olarak değişime uğramaktadır. Gerek milliyetçiliğin gerekse de ulus-devletlerin gelişiminde önemli bir argüman olarak kullanılmış ve kritik öneme sahip olmuş sınırlar, ulus kimliğinin oluşturulması açısından ulusal kimliğin ve kültürün önemli bir göstergesidir. Buna karşın küreselleşme girdabının bu denli güçlü olduğu günümüz dünyasında “sınırsız dünya” söylemleri etkili olmaya çalışırken ne ilginçtir ki sınırlar her zamankinden daha fazla sayıda mevcudiyetini korumaktadır. Bir tarafta “sınırsız dünya” söylemi, çok uluslu şirketler, bölgesel ticaret anlaşmaları, sermaye akışı, sınır geçirgenliğinin artması, insan hareketliliğinin yükselmesi, Schengen Vizesi gibi uygulamalar ve gelişmeler ile diğer tarafta oldukça sert ve net göç politikaları, metrelerce yüksekliğe sahip sınır duvarları, tel örgüler, insansız kava araçları gibi sınır güvenliğine yönelik uygulamalar ve gelişmeler adeta birbirleriyle mücadelesini sürdürmektedir.
Sınır bölgesi, devletlerarası sınırları çevreleyen, her iki devletin sınırına bitişik olan, güç ilişkilerinin belirginleştiği, komşu sınır arazisi üzerinde açıkça etkiye sahip, farklı etnik grupların birbirleri ile resmi veya gayri resmi, legal ya da illegal sosyo-ekonomik etkileşime geçtikleri yerleri ifade eder. Bu özellikleri ile sınır bölgeleri aynı zamanda sınır insanlarının kültür alışverişinde bulundukları dolayısıyla ulusal kültürlerin kaynaştıkları ya da insan göçünü kolaylaştıran ve sürdüren tarihi ve etnik açıdan birbirine bağlı sınırlar ile bağlantılı çoğul kültürel mekânlardır.
Sınır bölgeleri ve sınırlarda yaşayan insanların durumu son yıllarda önem kazanan araştırma konularından biridir. Bu çalışma, hem göçün gerçekleştiği kritik alanlar hem de geçmiş ve şimdiki önemli bir göçmen şekli olarak sınır güvenliğine, sınır bölgelerine ve sınır insanlarına mevcut durumu analiz ederek genel bir bakış sunmaktadır.
The borders defined by wars or international agreements that determine the sovereignty of nation-states on the international platform; it is changing in the international arena or in the nation-state itself due to new conditions and changing policies. Critical borders, which have been used as an important argument in the development of both nationalism and nation-states, are an important indicator of national identity and culture in terms of the formation of national identity. On the other hand, in today's world where the vortex of globalization is so strong, what is interesting is that while the discourse of “unlimited world çalış tries to be effective, the limits remain more than ever. On the one hand, the “unlimited world” discourse, multinational corporations, regional trade agreements, capital flows, increased border permeability, increased human mobility, applications and developments such as Schengen Visa, and on the other side very hard and clear immigration policies, border walls with meters of height, applications and developments towards border security such as knitting and unmanned cava vehicles continue to struggle with each other.
The border region refers to the places surrounding the interstate boundaries, adjacent to the boundaries of both states, where power relations are evident, clearly affecting the neighboring border area, where different ethnic groups engage in formal or informal, legal or illegal socio-economic interactions with each other. With these characteristics, border regions are also multiple cultural spaces connected with historical and ethnically interconnected borders, where border people exchange culture and thus national cultures fuse or facilitate and sustain human migration.
Border areas and the situation of people living in borders are one of the research topics that have gained importance in recent years. This study provides an overview of border security, border areas and border people by analyzing the current situation both as critical areas of migration and as an important form of past and present immigration
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Beşeri Coğrafya |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 10 Ocak 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 25 Sayı: 44 |
Content of this journal is licensed under a Creative Commons Attribution NonCommercial 4.0 International License