Tarih boyunca tartışılagelen konulardan biri olan cinsiyet eşitsizliği, sanat alanında da kendini göstermiştir. Bu tartışmalarla birlikte sanatçıların sanat anlayışlarında ve pratiklerinde yenilikler ortaya çıkmıştır.
Geçmişte kadının sanatla olan ilişkisi eril tahakkümün altında belirli bir mesafe içinde ve toplumsal cinsiyet normlarının yörüngesinde biçimlenmiştir. Sanatçılar, sanat pratiklerini kendilerine biçilen rollerin ve nitelemelerin boyunduruğunda oluşturmak zorunda kalmışlardır.
Kadınların sosyal hayatlarındaki hak kazanım mücadelelerinin temsili olan feminist hareket, yaşamdaki tüm alanlara etkisiyle birlikte sanatta da radikal değişimlerin anahtarı olmuştur. Sanatta kalıplaşmış kimlik rolleri ve ifade biçimlerinin yeniden biçimlendirilmesi de bu değişimlerden biridir. Geçmişte kadına has özelliklerin kadın sanatçıların üretimlerine yansıması beklentisi, sanatçıların sınırlı konu ve üslup benimsemelerine neden olmuştur. Feminizmin toplumsal cinsiyet üzerindeki söylemleri ile kadın sanatçılar toplumsal algıda eril olarak kabul edilen ve sadece karşı cinsin akıl yürütebileceğine inanılan savaş, siyaset, vahşet gibi konular hakkında da düşünmeye ve üretmeye başlamışlardır.
Bu çalışmada kimlik normları dışına çıkarak üretim yapan, toplum tarafından eril olarak nitelendirilen konu ve nesneleri çalışmalarında kullanan kadın sanatçılardan bazılarına yer vererek bu yaklaşımın beraberinde getirdiği çok seslilik ve ifade özgürlüğünün sanata yansımasının incelenmesi hedeflenmektedir.
Feminist Sanat Toplumsal Cinsiyet Sanatta Kİmlik Rolleri Kadın Sanatçılar
Before modernism, women's relationship with art was shaped under masculine domination and in the orbit of gender norms. Artists had to create their art practices under the yoke of the roles assigned to them. It is thought that the discourses underlying this process are important in order to understand the new position of women artists, who have managed to have a say in rational issues such as war and politics today.
In this study, it is aimed to examine the changes in the artistic expressions of women artists as feminism shakes up gender roles.
The method of this study, in which the qualitative research model is used, is the literature review. Inferences were made on the subject in the light of the data obtained as a result of the literature review. In the analysis of the work, the interpretations were made by examining the subject and representation.
In this context, this change has been closely examined by looking at the effect of gender on women artists, the reconstruction of identity roles destroyed by feminism, and the examples of women artists who have worked on masculine subjects in their art from postmodernism to the present. In addition to foreign artists such as Magdalena Abakanowicz, Marina Abromavic, Martha Rosler, Zofia Kulik, Jenny Holzer, Monica Bonvicini, Turkish artists Gülsüm Karamustafa and Hale Tenger were featured.
As a result of the study, it has been seen that today women artists have added more liberal and innovative approaches to art expressions, in attitudes, subjects and materials that are described as masculine.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Ekim 2021 |
Gönderilme Tarihi | 3 Nisan 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 38 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.