Uluslararası
İlişkiler disiplininin önemli konu başlıklarından biri uluslararası
terörizmdir. Uluslararası terör yeni bir kavram değildir ancak uluslararası
güvenliği tehdit eden unsurların başında yer alması ve küresel bir önem
kazanması esas olarak 11 Eylül saldırıları ile gerçekleşmiştir. Saldırıların
meydana geldiği 2001 yılı itibariyle ABD dünyadaki en büyük güçtür ve her türlü
askeri ve ekonomik imkânlara sahiptir. O halde böyle bir saldırının
engellenmesi niçin mümkün olmamıştır ve bundan daha önemlisi ABD neden böyle
bir saldırının hedefi haline gelmiştir? Bu sorular uluslararası terörle
mücadele anlamında önemli bir dönüm noktası olmuştur ve o zamana kadar kullanılan
yöntemler tartışılmaya başlanmıştır.
Bu
çalışmada uluslararası terörle mücadelede geleneksel yaklaşım olarak ifade
edilebilecek olan sadece askeri unsurların kullanıldığı sert güç yaklaşımının
yeterli olmayacağı, farklı kamu diplomasisi araçları ile desteklenecek yumuşak
güç politikalarının bu mücadelede önemli rol oynayacağı anlatılmaktadır. Bu
yapılırken de terörle mücadelede en uygun ve işlevsel kamu diplomasisi
araçlarının başında medyanın olduğu ve geleneksel ve yeni medyanın bu
mücadeledeki rolü esas alınmaktadır.
Terörle mücadelede geleneksel yöntemlerin
yeterli olmayacağını işleyen –sayıca çok fazla olmasa da- başka çalışmalar da
bulunmaktadır. Bu makale ile, konuya ilişkin litaretüre katkı sağlamak ve
terörle mücadele konusunda –yumuşak gücün ve kamu diplomasisinin önemine dair-
bir kamuoyu oluşumuna destek vermek amaçlanmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 7 Şubat 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 33 Sayı: 1 |