İslam düşüncesinde çözülemeyen sorunlardan biri olan Şii-Sünni/Selefi ihtilafının geçmişi İslam tarihinin hemen başlangıcında ortaya çıkmıştır. İlk dönemlerde, rekabetin ağırlık merkezi, Sünnilik ve Şiilik arasında iken bugün İslam siyasal düşüncesinin çatışma ekseni, yoğun selefi faaliyetleri neticesinde Şii-Selefi çatışmasına doğru kaymış gözükmektedir. İslam’ın savunucularının sadece kendileri olduğu iddiasından hareketle selefiler diğer tüm akım ve mezheplerin İslam-dışı olduğu kanaatini taşımaktadırlar. Selefiler kadar keskin bir ayrım yapmasalar bile, Şiilere hâkim olan yaygın inanç da bu iddiadan beslenmektedir. Özellikle Arabistan ve İran, İslam’ın radikal iki ucunu temsil eden kutuplaşmanın temsilcileri ve hatta destekçileri durumundadır. Türkiye, bölgede barış ve istikrarın sağlanabilmesi için bölge ülkelerindeki mezhep temelli krizlerin önlemesi gerektiğini vurgulamaktadır. Çalışmada, İran-Suudi Arabistan eksenli rekabet ve Türkiye’nin bu konudaki tutumu irdelenmektedir.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 6 Ocak 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 31 Sayı: 1 |