ÖZET
İnsan, var olduğu andan bu yana, birçok şeyi merak edip araştırdıgı gibi, ona huzur verecek şeylerin de peşinde olmuştur.
Bunlardan biri de güzelliktir. Güzellik, bir nesnenin, öznede haz veya beğeni duygusu oluşturmasına yol açan temel özelliğine
denilmektedir. Güzellik duygusu her insanda vardır; ancak güzellik olgusunu felsefî bir problem olarak ilk kez Yunan filozofları ele almışlar ve bu problem üzerinde düşünüp eserler üretmişlerdir.
Önceleri tüm felsefî konular gibi güzellik de din olgusu içinde
ele alınmış, sonra Pythagoras’la birlikte güzellik bir kavram niteliği kazanmaya başlamış ve güzel olanın uyumluluk demek olduğu belirlenmiştir. Herakleitos, bu uyumun zıtlıklarla sağlanabileceğini ileri sürmüştür. Empedokles, güzellikle sevgi-aşk arasında ilgi kurup, konuya farklı bir boyut kazandırmıştır. Demokritos, güzeli doğada değil insanda aramak gerektiğini söylemiş; Sokrates bunu geliştirip asıl güzelliğin ruh güzelliği olduğunu vurgulamıştır. Sokrates, aynı
zamanda güzelle iyi arasında sıkı bir bağ olduğunu da ifade etmiştir.
Platon, güzeli de idea öğretisine göre yorumlayarak iki tür
güzelden söz etmiştir. Kendinde güzel veya değismeyen güzel ki bu, ideadır; diğeri de tek tek nesnelerde veya fertlerdeki degisen güzel. Dünyadaki tüm güzellikler idea olan güzelin yansımasından ibarettir. Platon, güzel ile iyi arasındaki ilgiyi de devam ettirmistir. Aristoteles, Platon’un ideaya dayalı güzellik anlayısına karsı çıkarak, güzelin nesneden kaynaklandıgını kabul etmistir. Aristoteles, kendisinden önce kabul edilen orantı, simetri, uyumluluk gibi güzellik ölçülerine büyüklügü de katmakla farkına varmadan yücelik kavramına da kapı
aralamıstır. O da Platon gibi sanatların taklit oldugunu kabul
etmistir.
Anahtar Kelimeler: Güzellik, İdea, Uyum, Sevgi, Pythagoras,
Herakleitos, Sokrates, Platon, Aristoteles.
Birincil Dil | tr; en |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2002 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2002 Sayı: 17 |