An authority that has not been seen in the post-modern period, which we see the most obvious difference as the transition from the production society to the consumer society, came into contact with the trade relations. In this period, unlike the classical modernity phase, it has been experienced that many large, bright and colorful shopping places where there are millions of goods and services are transformed into places that we develop worship style behavior in order to apply our consumption obligation to magical and religious consumption sanctuaries. When we take a look at the classical and different periods of modernity, we are confronted with the fact that we are the poor of the consumer society, where the shopping centers of the sanctuaries, which provide a kind of centrality, balance and order, traditionally provided by the societies, put everything in front of us unequivocally and abundantly. In a period where a hedonistic culture is constantly injected into our minds and our cards that do not require a tangible price, and in which we are tempted to do so, both the urban and the virtual consumption temples perform their duties at full speed.
The aim of this article is to examine the characteristics of the period in which pleasure has turned into consumption when the taste, style and perceptions and accordingly the needs created by consumption habits are moving away from consumption by the transformation of economic, cultural and social values within the consumer society and to evaluate the urban-virtual spaces suitable for the structure serving all these expressions.
Urban Spaces Modernity Post modernity Virtual Shopping Consumption Sanctuaries
En belirgin farklılığın üretim toplumundan tüketim toplumuna geçiş olarak gördüğümüz post modern dönem içinde görülmeyen bir erk, ticari ilişkiler noktasında temasa geçmiştir. Bu dönemde klasik modernite evresinden farklı olarak içinde milyonlarca mal ve hizmetin bulunduğu, çok büyük, aydınlık ve renkli alış veriş mekânlarının büyülü ve dinsel tüketim katedrallerine ayrıca tüketim zorunluluğumuzu uygulamamız için ibadet tarzı davranış geliştirdiğimiz yerler haline dönüştüğü tecrübe edilmiştir. Klasik ve farklı modernlik dönemlerini ele aldığımızda geleneksel olarak toplumların sağladığı bir türde merkezilik, denge ve düzen sağlayan katedrallerin alış veriş merkezlerinin her şeyi ölçüsüzce ve bolca önümüze serdiği tüketim toplumunun yoksulları olduğumuz gerçeğiyle karşı karşıya kalmış durumdayız. Artık hazcı bir kültürün sürekli zihinlere ve somut bir bedel ödemeyi gerektirmeyen kartlarımıza şırınga edildiği ve bu sayede ayartıldığımız bir dönem içerisinde hem kentsel hem de sanal tüketim mabetleri son sürat görevlerini yerine getirmektedir.
Bu çalışmanın amacı, tüketim toplumu içerisinde ekonomik, kültürel ve sosyal değerlerin dönüşümüyle beğeni, tarz ve algıların ve bunlara bağlı olarak tüketim alışkanlıklarının oluşturduğu ihtiyaçların tüketimden uzaklaşarak keyfin tüketimine dönüştüğü dönemin özelliklerini ve tüm bu ifadelere hizmet eden yapıya uygun kentsel- sanal mekânların değerlendirilmesidir.
Kentsel Mekânlar Modernite Post modernite Sanal Alışveriş Tüketim Katedralleri
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mayıs 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 65 |