Ekonomik, toplumsal ve siyasal sebeplerle bireylerin veya toplulukların bir ülkeden başka bir ülkeye, bir yerleşim yerinden başka bir yerleşim yerine gitme işi olarak tanımlanan göç, Türk edebiyatında görülen başlıca temalardandır. Özellikle Almanya’ya giden Türk işçilerin yaşamları, pek çok yazınsal metinde işlenmiştir. Bu bağlamda eser veren isimlerden biri de Bekir Yıldız’dır. Toplumcu-gerçekçi Türk edebiyatının temsilcilerinden olan yazar, Almanya’da bir süre işçi olarak çalışmış; bu süre zarfında tanık olduğu durum ve olayları eserlerinde ele almıştır. Bu makalede, Yıldız’ın Almanya’da çalışan Türk işçilerin yaşadıkları problemleri aktardığı Celb, Maria Otuz Yaşında, Kefene Sarılı Mavzer, Duvardaki Güneş, Motorize Köleler, Üç Yoldaş, Sahipsizler, Gaffar ile Azra, Tan ve Tanklar, Demir Bebek ve Kör adlı öyküleri ile öykü-röportaj türündeki İnsan Posası ve Alman Ekmeği adlı eserleri iş ve iş bulma ekseninde incelenmiştir. Çalışmada; göçe niyet ve Türkiye’den çıkış, Almanya’da çalışma ve Türkiye’ye geri dönüş aşamalarının, anlatılarda hangi koşutluklarla aktarıldığı ortaya konulmuştur. İnceleme sonucunda; yazarın göç olgusunun temeline iş arayışını yerleştirdiği, bunu da sınıfsal birtakım çözümlemelerle anlamlandırdığı belirlenmiştir. Yıldız’ın kısa anlatılarında Türkiye’den Almanya’ya uzanan göç süreci; topraksızlık, gıdasızlık, makinesizlik gibi nedenlerden doğan göç düşüncesi ile başlar; ailesel tepkiler ve resmî kontrol sistemleriyle devam eder ve işçilerin Almanya’ya ulaşmalarının ardından üretim faaliyetleri içerisinde makineleşmeleri ile sona erer. Yıldız’ın göç odaklı kısa anlatılarında, büyük hayallerle gidilen Almanya’dan hedeflerine ulaşıp yurda dönen hiçbir Türk’e rastlanmaz.
Emigration, defined as the action of individuals or communities to go from one settlement to another, from one country to another, for economic, social and political reasons, is one of the main themes in Turkish literature. The lives of Turkish workers, especially those who go to Germany, have been studied in many literary texts. One of the names that can be eveluated in this context is Bekir Yıldız. The writer, who is one of the representatives of socialist-realistic Turkish literature, has worked as a worker for a while in Germany; later on discoursed all the events and experiences he witnessed during this part of his life. In this article, Yıldız's works, which are about Turkish laborers working in Germany, are analyzed in the context of occupations and finding jobs. In this article, autobiographical features of the author were not taken into consideration. Three stages were examined: the intention migration, leave from Turkey, working in Germany and return to Turkey in Yıldız’s texts: Celb, Maria Otuz Yaşında, Kefene Sarılı Mavzer, Duvardaki Güneş, Motorize Köleler, Üç Yoldaş, Sahipsizler, Gaffar ile Azra, Tan ve Tanklar, Demir Bebek, Kör (stories); İnsan Posası and Alman Ekmeği (interview stories). We revealed the parallels in the texts. As a result of the research; author lays the search for a job on the basis of the migration phenomenon, and adds the analysis of classes to prop his statements. Yıldız's short narratives have; migration process starting from Turkey to Germany in the landlessness, not enough food and lack of machines etc. The continuum becomes fragile through familial reactions and official control systems and the whole process ends with mechanization in production activities following the workers' arrival in Germany. In Yıldız's immigration-focused short narrations, it is not possible to encounter any Turks who return homeland from Germany that they went with great expectations. After all, despite the occupation being found, the workers' dignity and exertion have disappeared within the system.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ocak 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 61 |