Allah inancı ve Peygamber muhabbetinin oluşturduğu edebî türlerden birisi olan Miraciyeler, asırlar boyunca Türk-İslâm şairin kullandığı formlardan birisi olmuş, Hz. Muhammed’in, âyetle sabit olan kudsî yolculuğu, klâsik şairlerimize büyük ilhamlar vermiştir. Avrupaî içerik ve formların revaç kazandığı Tanzimat Sonrası Türk şiirinde ise diğer, dinî muhtevalı türler gibi Miraciyeler de görülmemeye başlar. Bununla beraber, modern dönemde mevlidler, Kaside-i Bürde tercümeleri gibi Miraciyenin de tamamen terk edildiğini iddia etmek imkânsızdır. Asker şairlerden olan fakat şiire, hisse, mânâya olan meyli, belki de fıtrat ve tabiatı dolayısıyla kendisine “erkân-ı harp” değil, “erkân-ı sulh olmak için yaratılmış bir fıtratta” olduğunu söyleyen Recep Vahyî, Ara Nesle mensup şairlerdendir. Şiir dili genellikle Ara Nesil ve Servet-i Fünun özellikleri taşısa da Recep Vahyi’nin seçtiği temler ve formlar gelenekle çok bağlantılıdır. Neslinin diğer şair ve aydınlarının aksine İslâmî hassasiyete sahip olan Recep Vahyi’nin Minhâcü’l-Mîrâc’ı şüphesiz böylesi bir motivasyonun, itikat sağlamlığının, nihayet Peygamber muhabbetinin eseridir. Bildiride Vahyî’nin Miraciyesinin tahlil, tetkik ve tenkidi yapılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkiye Sahası Yeni Türk Edebiyatı |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 12 Haziran 2023 |
Kabul Tarihi | 14 Temmuz 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 9 Sayı: 1 |
All site content, except where otherwise noted, is licensed under a Creative Common Attribution Licence. (CC-BY-NC 4.0)