Eğitim dâhil yaşamın çeşitli sosyal alanları,
içinde yaşanılan çağın özelliklerini yansıtmakta ve dönemin özellikleriyle
şekillenmektedir. Sanayi öncesi devirde usta-çırak ilişkisini temel alan eğitim
paradigması sanayi devrimiyle birlikte yeniden şekillenen dünyanın
gereksinimlerini karşılayamayacak duruma gelmiştir. Endüstriyel okul modeli,
sanayi toplumunun gereksinimlerini en iyi karşılayacak çözüm olarak ortaya
çıkmıştır. Öte yandan, bilgi ve iletişim teknolojilerinin baskın rolleriyle
değişen günümüz koşulları sanayi çağının ötesinde bir çağa eriştiğimizi
göstermektedir. Dijital çağ adını verebileceğimiz bu yeni çağda toplumun gereksinim
ve ihtiyaçları hayatın sosyal alanlarını yeniden şekillendirmektedir. Eğitim de
yeniden tasarlanması gereken bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır çünkü bu
yeni çağda gereken bilgi ve becerileri geliştirebilecek bireyler yetiştirmede
geçmiş dönemin endüstriyel okul modeli eksik kalmaktadır. İçinde yaşadığımız
dijital çağın gereksinimlerini karşılayacak yeni bir eğitim modeline ihtiyaç
duyulmaktadır. Bu makalede, öncelikle sanayi öncesi çağların ve sanayi çağının
özellikleri ve eğitim üzerindeki etkileri özetlenecektir. Bu bağlamda, hala
günümüz eğitim kurumlarını şekillendiren endüstriyel okul modeli ele
alınacaktır. Aynı zamanda, içinde yaşadığımız dijital çağın özellikleri ve bu
çağda birey olmanın gereksinimleri, eğitim alanındaki etkileriyle birlikte
tartışılacaktır. Makalede, dijital çağda sanayi çağının yansıması olan
endüstriyel okul modelinden, öğrenme temelli yeni bir okul modeline geçiş
yapılması gerekliliği tartışılmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 4 Sayı: 2 |