Orta çağda gelişmeye başlayan bireylerin işledikleri uluslararası suçlar nedeniyle sorumlu tutulması gerektiği düşüncesi, Vestfalya antlaşması sonucu uluslararası hukukun devletlerin dokunulmazlığı üzerine kurulmasıyla rafa kaldırılmış, bu egemen dokunulmazlık düşüncesi binlerce insanın kendi egemenleri tarafından öldürülmesine neden olmuştur. Uluslararası ceza hukuku ve uluslararası insancıl hukukun gelişmesi ve evrensel adaletin sağlanması açılarından büyük bir adım olan Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin 1 Temmuz 2002 tarihinde faaliyete başlaması egemenlik kavramına ilişkin tartışmaları şiddetlendirmiş, mahkemenin ulusal egemenliğe aykırı olduğu sıklıkla dile getirilmiştir. Söz konusu çalışmanın amacı Uluslararası Ceza Mahkemesi ve ulusal egemenlik anlamında devletlerin egemenliği arasındaki ilişkiyi incelemektir
Uluslararası ceza mahkemesi uluslararası ceza hukuku ulusal egemenlik uluslararası hukuk uluslararası insancıl hukuk
The idea that began to evolve in the Middle Ages, of prosecuting individuals who commit international crimes, was shelved as a result of the elevation of sovereign immunity over international law, and this notion of sovereign immunity caused the killing of thousands of people by their own sovereigns. Activation of the International Criminal Court on 1 July 2002, which was a great step in the evolution of international criminal law and international humanitarian law, intensified the debates about the concept of sovereignty and it is often alleged that the court is inconsistent with national sovereignty. The aim of this article is to analyze the relationship between the International Criminal Court and state sovereignty
International criminal court international criminal law national sovereignty international law international humanitarian law
Diğer ID | JA46EN69ST |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Eylül 2009 |
Gönderilme Tarihi | 1 Eylül 2009 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2009 Cilt: 58 Sayı: 3 |