Public policy is one of the primary tools used by modern societies to intervene in economic and social relations. Public policy, which became institutionalized as a scientific field of study in the post-World War II period, has been instrumental in accelerating the rationalization processes in the policy-making. With the strengthening of the link between science and policy, empirical research has become one of the fundamental elements of the policymaking process and has become a reference point for policymakers in decision-making processes. In the post-1990 period, public policy making started to be handled within the framework of the evidence-based policy approach, which emerged as an attempt to increase the effectiveness of policy recommendations by transforming the data obtained from empirical research into the form of evidence, and a new era began in the rationalization process. Since migration movements, which are increasing in volume and speed today, are considered as an area that must be managed, the evidence-based policy approach has also affected migration policies and migration management, which constitutes an important pillar of public policy, and within the framework of this understanding, evidence-based migration policies have started to be developed especially by central countries. In this study, the institutionalization process of evidence-based policy approach is discussed from a conceptual and institutional perspective and information is provided on the development of evidence-based policy approach in migration management. The study aims to emphasize the importance of evidence-based policy approach in migration management in increasing the effectiveness of migration policies by examining central country examples.
Kamu politikası, modern toplumların ekonomik ve toplumsal ilişkilere müdahalede başvurduğu araçların başında gelmektedir. İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde kurumsallaşan ve bilimsel bir çalışma alanı olma özelliği kazanan kamu politikası, politika yapımında rasyonalizasyon süreçlerinin hız kazanmasında etkili olmuştur. Bilim ve politika arasındaki bağın güçlenmesi sonucunda ampirik araştırmalar, politika yapım sürecinin temel unsurlarından biri hâline gelmiş ve karar alma süreçlerinde politika yapıcılar için birer referans noktası oluşturmuştur. 1990 sonrası dönemde ise kamu politikası üretimi, ampirik araştırmalardan elde edilen verileri kanıt formuna dönüştürerek politika önerilerinin etkililiğini arttırmayı hedefleyen bir girişim olarak ortaya çıkan kanıta dayalı politika anlayışı çerçevesinde ele alınmaya başlanmış ve rasyonalizasyon sürecinde yeni bir döneme geçilmiştir. Günümüzde hacmi ve hızı giderek artan göç hareketleri yönetilmesi zorunlu olan bir alan olarak kabul edildiğinden kanıta dayalı politika anlayışı göç politikalarına ve kamu politikasının önemli bir ayağını oluşturan göç yönetimi alanına da tesir etmiş ve bu anlayış çerçevesinde özellikle merkez ülkeler tarafından kanıta dayalı göç politikaları oluşturulmaya başlanmıştır. Bu çalışmada kanıta dayalı politika anlayışının kurumsallaşma süreci kavramsal ve kurumsal perspektiften ele alınmış, göç yönetiminde kanıta dayalı politika anlayışının gelişimi hakkında bilgi verilmiştir. Çalışmada, göç yönetiminde kanıta dayalı politika anlayışı merkez ülke örnekleri üzerinden ele alınarak ilgili anlayışın göç politikalarının etkililiğinin arttırılmasındaki öneminin vurgulanması amaçlanmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Göç, İşgücü, Göç ve Gelişme, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 18 Ağustos 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 23 Sayı: 4 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.