Öz
Dış dünyada var olan sayısız varlığın, kendilerini diğerlerinden ayıracak bir adı bulunmalıdır. Bir dil, sınırsız sayıdaki varlığa ad bulma konusunda temelde sesleri kullanır. Ancak bir dilin üretebileceği ses sayısının 45-50 dolayında olduğu bilinmektedir. Bu durumda dil, bünyesindeki sınırlı sayıdaki seslerden sınırsız sayıdaki kavrama ad bulma sorunuyla karşı karşıya kalır. Dil, bu sorun karşısında farklı yollara başvurur. Eski Türkçe döneminin her üç evresinde de tanıklanan ör kök biçimi, sözü edilen bu soruna karşı Türk dilinin kullandığı yöntemlerden kimilerinin görülebilmesi için açık bir örnektir. Çünkü ör kök biçimi öncelikle bir sesteş kök niteliğindedir. Hem ör adı hem de ör- fiili birden çok anlamı karşılamaktadır. Ör- fiilinin dokuz farklı anlamı karşılamasının yanında kimi tanıklamalarda mecazî bir anlatıma sahip olması ayrıca dikkat çekicidir. Bu durum, Türk dilinin daha o dönemden karşılaştığı sorunlara çözüm bulma konusundaki yeteneklerini gözler önüne sermektedir. Dahası Türk dilinin anlatım gücünü, anlamsal bağlantı çeşitliliğini, mecazlaşma ve soyutlama kapasitesini tanıklayan ör kök biçimi, etimolojisi konusunda belirsizlikler bulunan kimi gövde biçimin kaynağı konumundadır. Yapılan bu çalışmada ilk olarak ör kök biçiminin karşıladığı anlamlar, Eski Türkçenin söz varlığındaki tanıklamalarıyla sunularak ortaya konulacaktır. Daha sonrasında ise ör adı ve ör- fiilinden türediği değerlendirilen gövde biçimler, bünyesindeki eklerle birlikte gösterilecektir. Böylece etimolojisi konusunda tartışmalar bulunan kimi türemiş sözcüklere de etimolojik öneriler getirilmiş olacaktır.