Öz
30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi imzalandığı zaman Osmanlı orduları terhis
edilerek lağvedilmiş, devletin askerî gücü kolordu seviyesine düşürülmüştü. Bunun bir sonucu
olarak da Anadolu’da İtilaf kuvvetlerinin ve sonra Yunanların işgali başlamıştı. Bu işgallere karşı
başlangıçta Anadolu’da bölgesel bir mücadele yaşanmıştı. Kasım 1920’de düzenli Türk
ordusunun teşkilatlanmasıyla birlikte bu mücadele topyekûn bir harp halini almıştı. Önce Aralık
1920’de Doğu Cephesi’nde sonra Ekim 1921’de Güney Cephesi’nde muharebeler sona ermişti.
Batı Cephesi’nde ise Yunanlarla Birinci ve İkinci İnönü Muharebeleri, Aslıhanlar-Dumlupınar,
Kütahya-Eskişehir Muharebeleri ve Sakarya Meydan Muharebesi yapılmıştı. Ve bu
muharebelerden sonra Yunanları Anadolu’dan atmak için Büyük Taarruz hazırlıklarına
başlanmıştı. 10,5 ay sonunda 26-30 Ağustos 1922’de Büyük Taarruz ve Başkomutan Meydan
Muharebesi ile Yunan ordusu Anadolu’dan çekilmeye başlamıştı. 11 Ekim 1922’de Mudanya
Mütarekesi ile Türk-Yunan Harbi sona ermişti. Nitekim işgallere karşı yürütülen muharebeler
boyunca birliklerin bando takımı ve bölükleri de askerin ve halkın moral ve motivasyonunu
arttırmak, halkı zafere karşı umutlandırmak, işgalci kuvvetlere karşı gövde gösterisinde
bulunmak, yabancı temsilcileri Millî Mücadele lehine etkilemek gibi vazifeler görmüştü. Ayrıca
kimi zaman teskereci olarak da hizmet etmişlerdir. Bu çalışmada da İstiklal Harbi hatıraları
üzerinden bando takım ve bölüklerinin Millî Mücadele’deki yeri ortaya konulacaktır.